recep tayyip erdoğan

entry28796 galeri video239 ses35
    14542.
  1. bir ülke nasıl satılır?

    borçla harçla duble yollar yaptı. sonra biz o duble yollarda araba kullanmak için yabancı sermayeye saldırdık.
    sonra bankalar satılır. hatırlayın çoğu banka geçtiğimiz 10 yıl içerisinde ya satıldı ya da hisselerinin çoğu yabancı sermayelerin eline geçti.

    sonra tabi düşük krediyle evler ve arabalar aldık. bugün inşaat sektörü öyle bir para kırıyor ki bolluğa rağmen bir apartman dairesi 200 bin liraya bile alıcı bulabiliyor. bakıyoruz, eve giren maaş 3000'i geçmiyor... bu arada hatırlatayım açlık sınırımız 3200 liraydı en son bildiğime göre. biz inşaat sektöründe de ithal ürünler kullanıyoruz. fark etmiyor. adamlar bize sattıkları arabaları ve arabaların parasını faiziyle tekrar geri alıyor. neyse.

    bir ülke nasıl satılır?

    bazı bankalardan yine borç harç alınır. şirketler, ihaleler havada uçuşur. ortada öyle bir rant var ki, devlet borcun altına öyle bir girer ki bir daha çıkamaz. çıkamaz ve olduğu gibi aynı şekilde yürümekten başka bir çaresi kalmaz. peki sen ne yaparsın? devlet için yaşamsal olan bütün sektörleri özelleştirme kararı alıp yabancı sermayeye peşkeş çekersin. hem de yok fiyatına. yani sen ben birleşip alırız aslında. ki sözünü ettiğim padişah da yapmıştır bunu. neyse.

    başbakanın yaptığı en büyük icraatlerdendir bunlar; çok güzel el ayak olmuştur. bizim insanımız da ayrı bir cahil. adamlar utanmadan göz göre göre doğru olduğu halde reddediyor, inanmıyor. burada bile eksiyi basıyor. yahu daha ne yapmalı? cebinde yarın gidip istediğini alabileceğin bir para mı mevcut? çok mu rahat yaşıyorsun? herkesin kafası mı rahat? çalışma saatleri mi kısalmış da haberimiz yok? ne yapmış bu adam? benim hayatımı kolaylaştırmak adına ne yapmış?

    sosyal devlet anlayışı mı gelişmiş? her kesime eşit mesafede mi duruyor?

    hastalandım şuan. ambulansa binip hastaneye gidiyorum. allah'a şükür ki ambulans parası vermedim. acilde yapılması gereken yapıldı. eve nasıl döneceğim? ne otobüs var, ne dolmuş var, ne metro, ne de tramvay var. taksiye mi bineceğim? e param yok benim. fakirim ben kardeşim. evim de anasının nikahında. 3 çocuk okutuyorum. bir şey ifade ediyor mu? tabi ki hayır. ne olacak canım? kim bu kadar ince düşünüyor ki zaten?

    geçen burada bir yerde rastladım. yazar kardeşim iyi niyetiyle verdiği vergileri hesaplamış. ev ve araba olması lazımdı. ya arkadaşım. aldığın her şeyin vergisi var. yani dolaylı vergilendirme. adam senin aldığın her şeyden kendisine pay biçiyor. sonra gidip meydanlarda altında son model arabalar ve koruma ordularıyla ahkam kesiyor. senin akşamına karnını doyuracak paran yok. kefen giyip "senin için ölürüz" naraları atıyorsun. ne olur öl la. allah'ını seviyorsan git öl. neyse. konunun dışına çıktım biraz.
    0 ...