bi küçük eylül meselesi

entry147 galeri video5
    30.
  1. kapağını birkaç kez görüp, görmezden geldiğim ancak nil karaibrahimgil'in şarkısıyla tanıdığım film. şarkıyı sevmem bir yerde dursun, fragmanı dahi merak ettirip insanı sinema salonuna doğru sürüklüyor. konuyu sinemaya girmeden defalarca okudum. ki işin ucunda hafıza kaybı varsa, idrak etmenin zor olacağını bildiğimdendi. öyle de oldu. birçok kez yanımda oturan ablama defalarca soru sordum film içinde. gel gelelim filmi ilk izleyenlerden aldığım yorumları da göz önünde bulundurarak izledim. aradan önceki bölümün hayli sıkıcı olduğu, filmin sonundaki ters köşenin asla unutulamayacağı yazılmıştı. hep bekledim. bekledim. bekledim. ters köşe olmayı beklerken ters köşe oldum diyebilirim. lanet olsun öyle senaryoya, öyle hikayeye. aklıma geldikçe ağlıyorum. resmen dağıttı denilebilecek bir sona sahip. üstelik gidişat onu andırmıyor bile. gerek çekimdeki profesyonellik, gerekse gerçekçilik açısından harikulade bir iş çıkarılmış. bozcaada'nın güzelliğinden tutun da tek'in çizdiği tabela karikatürleri insanın yüzünü güldürmeye yetiyor. filmdeki tek gereksiz karakter eylül'ün sevgilisi olan elemandı. henüz filmin başında olduğu için bunu söylüyorum çünkü yazmadan önce spoiler vermemeye yemin ettim. her neyse dostlar. bu kardeşinizden en büyük tavsiyedir size bi küçük eylül meselesi. düşünmeden gidin. verdiğiniz parayı sonuna kadar hak edecek bir senaryo, yapım ve film. son olarak: "bir küçük mesele vardı, halledemedim."

    şimdi filmin eleştirisi bitti. sıra filmi kötü eleştirenleri eleştirmekte. neymiş efendim, ayfon telefonlarla çok daha iyi fotoğraflar çekilebilirmiş film içerisinde. engin akyürek çirkinleştirilememiş. abi yapmayın. her insan çirkin olamaz ama zavallı olabilir. senaryonun engin akyürek'e yıktığı özellik, zavallı ve sosyofobik olması. zaten bu herif, sosyofobik olduğu için çirkin olduğunu da inandırmış kendine. o kendini inandırdıktan sonra sen çirkin bulsan ne, bulmasan ne? sözüm ona bir arkadaş eylül'ün tek'ten neden korktuğunu bile anlatamamışlar demiş. aynadaki eylül'ü görünce kızın neredeyse bir dakikalık şoku ve ağlama sahnesi var filmde. hatta arkadaşını çağırıyor. bu nasıl bir körlüktür? nasıl bir komplekstir? şartlandınız mı filmi gömmek için? ya sabır. çocuk gibi yaklaşmayın şu işlere. karakter saçmaymış. çok depresifmiş, gereksiz acındırmaları varmış bilmem ne. ulan adam sosyofobik. recep ivedik için gişeleri işgal eden gerizekalılardan bir farkın kalmadı gözümde bu eleştirilerden sonra. türk sineması, iyi yapımlara bu kadar açken, senin bir türk yapımını iyi yanlarını göz önünde bulundurmadan aşağılaman ne denli doğru bir hareket? usta konuşmayın ya. vallahi diyorum bak. eğer bir türk filmi beğenmediyseniz konuşmayın. ki özellikle sözlüklerde konuşmayın. herkes biz bir şey biliyormuşuz gibi davranıp yorumlarımıza bakıyor ve öyle karar veriyor. benim film adına yaptığım nacizane yorumumdur üstteki. dikkate alan gider. kötü eleştiri de yapılır ancak ayarında yapılır. adam resmen balta vurmuş o kadar emeğe. her neyse...
    5 ...