ve denizden yükselen bu gürültünün yankılanışı, kızın bedeninden gelen bir müzik gibi görünüyordu; diğer yandan yüreğin, bilekteki nabzın işlemesini sağlayan atışları da bu müziğe tempo tutuyordu sanki. yaşlı adamın göz kapakları içinde bembeyaz bir kelebek müziğe uyarak oradan oraya uçuşuyordu. egushi kızın nabzını bıraktı. hiçbir yerden değmiyordu ona artık. ağzının kokusunda, vücudunun kokusunda, saçlarının kokusunda kaba olan hiçbir şey yoktu.