kıraathaneden kahvehaneye geçmeyi oldukça kısa sürede başaran değişken toplumsal dokumuzun, kahvehane muhabbetiyle "analizi" birbirine karıştırma hususunda da son derece başarılı olduğunu gösteren mühim bir misaldır rıdvan dilmen. teknik direktörlük kariyerinin özellikle izmir hudutlarında geçen kısmının ilginç detayları üzerine düşününce insan, son ayakta yatan bir kariyerin ikili kuponda yorumculuğa oynayarak ne kadar da güzel muvaffak olabildiğini daha iyi anlıyor.
rıdvan hoca, herkesin kendisini iyi hissetmesini sağlayabilen, başarısız olan birinin er geç zorlarsa ve kahvehane kültürü kökenli "ikili ilişkilerin" sırrına vakıfsa neler yapabildiğini göstermesi bakımından ciddi bir başarı öyküsüdür. bilmiyorlar ama yapıyorlar değil mi rıdvan hoca? sabaha kadar oynasak, olmadı 100 kere daha aynı hayatı tekrar tekrar yaşasak, ancak bir kez rıdvan hocagiller kaybeder, geriye kalan kıraat eylemişleri ise beyhude mağlubiyet dışında bekleyen hiçbir şey yoktur. 25 kelime bu ülkede gazetede yazmaya da, tv'de yorum yapmaya da yeter de artar bile. hatta fazladan bildiğiniz kelimeler ve sesli harfler artar, onları da tasarruf için yastık altında saklarsınız. kıraat ne ki kahve yanında?