ben bu yazıyı dayıma yazdım

entry99 galeri
    80.
  1. küçüktüm, kendim gibi küçük adımlarla koşarken düşmüştüm yere. akmıştı kanım her yere. daha önce böyle bir kaza yaşamamıştım. kanın sıcaklığını ilk kez hissettiğimi hayal meyal hatırlıyorum şimdi. önce kuzenlerim koştu yanıma, çeşmeye gidip yıkadık kanayan alnımı.
    kan durmuyordu ki. dayıma bir telefon açıldı ve beyaz bir broadway kapıya geldi.

    elimdeki pamukla sıkıca bastırıyordum alnıma.
    elimin üstündeki kızarıklara bakarak elimin de acıdığını anladım. alnıma öyle derin bir yara açılmıştı ki belki de dizim ve elim daha kötü haldeydi ama acılar bastırıyordu işte birbirini. ben de tüm kuvvetimle minicik ellerimle alnıma bastırıyordum. dayımın bıyıklarını hatırlıyorum, eski türk filmlerindeki iyi adam ile kötü adam arasındaki tipti sanki. bazen çok sert bazen çok yumuşaktı kendisi.

    doktora gittik hızlıca, dayım galiba arabayı iyi kullanıyordu. aslında heyecanlıydı yaralanmak. ölecek miyim duygusu gelmemişti daha. belki de daha fazla kan kaybım olsaydı ölecektim ama çocuk aklı işte. öleceğimi hiç düşünmemiştim. yaşamayı daha yeni öğreniyordum ölmek de nereden çıkmıştı..

    beyaz önlüklü doktoru daha önce böyle yakından görmemiştim. elindeki iğne ile 13 dikiş attı 6 yaşındaki çocuğun alnına. soğukkanlı görünüyordu doktor amca halbuki kan sıcacıktı yeni hissetmiştim.. sonra bayılmışım..

    işte böyle be dayı. yıllar geçti günler geçmezken. alnımda gözle göremediğim ancak elimle dokunduğumda eski bir video kaseti gibi o günü hatırlatan bir iz var..
    seninle çok muhabbetimiz olmadı aslında geçen 4 ay öncesine kadar. sen büyük dayımdın çünkü ağırbaşlıydın. arada küçükken kucağına oturtur "ee anlat bakalım delikanlı" derdin. derslerimi sorardın "oku oku, büyük adam ol." derdin. çok konuşmazdık dediğim gibi. keşke o kadar küçükken "hangi takımlısın dayı?" diye sorsaydım koyu galatasaraylı olduğunu bilsem daha çok severdim belki çocuk kalbimle..

    kaç ay geçti saymadım, galatasaray-real madrid maçının ardından. nasıl da sevinmiştin spiker drogbaaa derken.. ben de fanatiktim ama sen bu yaşında ayrı bir sevinmiştin, kıskanmıştım taraftarlığını.. ve yattın ameliyat masasına çok geç olmadan. biz her gece senin için dualar ettik. keşke o maç anına geri dönsek de kucaklasam seni.
    dönemiyoruz ki işte, zamanda tek yol var maalesef.

    hala yatıyorsun yoğun bakımda. dışarıdan güçlü görünen bedenin eridi günden güne ve ben hastaneye gelemiyorum o haline görmemek için. kusuruma bakma, bağışla beni. yeğenin doktor olacak, keşke ben ameliyat etseydim seni de iyi olsaydın çabucak.

    bırakma kendini, öpüyorum ellerini, allah şifa versin..

    yeğenin..

    ***

    bu yazıyı yaklaşık 6 ay önce yazmıştım. lakin girmeyi unutmusum kalmış öylece.

    ve dayı sen çoktan terkettin bu dünyayı. dedemi görmeliydin cenazede. dağ gibi adam çöktü, sen girerken o adi çukura bıraksalar senin yerine girecekti o adam. arkanda bıraktığın dört çocuğun, sevgili eşin ve bizler. biz önemli değiliz aslında. tek oğlun yok mu? işte o öyle bir sarıldı ki bana. ölmeseydin be. o çocuğa gözlerimde yaşlar boğazımda hıçkırıklarla bir söz söylemeye mecbur bırakmasaydın beni. gittiğin yerin buradan daha iyi olması duasıyla..

    yeğenin..
    2 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük