kardeşlik olgusunu biyoloji temelli kurma tartışmasına girerseniz bu topraklarda yani anadoluda kim hangi milletten yüzde yüz tespit etmeniz gerekir ki bunun da ne derece mümkün olduğu tartışılır. zira evlenmeler yoluyla halklar birbiriyle karışmıştır. diğer yandan kan hısımlığında sadece babayı referans almak sizi bir millete mensup etmeye yeter mi bunu da ayrıca konuşmak lazım. genetik özellikler kromozomlar yoluyla hem anneden hem de babadan aktarılırken annenin mensubiyetine bakmadan karar vermek bence hatalıdır. tüm bu temalar bir yana kana dayanan etnik milliyetçilik fransız ihtilali sonrası dünyanın ya da avrupanın ihtiyaç duyduğu aranan kan olabilir ama ama artık 18. yüzyılda değiliz.
hangi etnik kökenden gelirse gelsin siyasal amaçlarına silahlı eylemler yoluyla ulaşmaya çalışmayı teorik olarak tartışmak gerekir ama bana kalırsa politik kazanımları silaha ve terör politikasına bağlayarak elde etmek elinizde silah olduğu sürece işe yarar.
ayrılıkçı idealler için asker-sivil ayırmadan insan öldüren bunu barış yolunda bir süreç olarak tarifleyen insanlar insan hakkından bahsederken bence biraz dillerini korkak alıştırmalı.
kendilerine meşru bir zemin arayarak ve 12 eylül uygulamaları bu süreci tetikledi diye bu zemini kendilerince bularak hem kendi halkını hem de tüm vatandaşları terörize etmenin adını demokratik hak mücadelesi koymak en basitinden hatalıdır.
terör nedir nasıl başlamıştır neler yaşanmıştır ayrıca konuşulmalı ama masum halkın da bu işten zarar gördüğü açıktır zira herkes politize olmak zorunda değildir.
