bazı bazı hissettirir kendini. geçen kadıköy'den beşiktaş'a geçtiğim vapurda birkaç arkadaş müzik yapıyordu. sadaka verir gibi para atmak biraz utandırıyor beni açıkçası ama olsaydı bozuk param verecektim. öyle bir düşündüm birkaç saniye. boynumda şalım vardı, versem bir işlerine yarar mıydı bilmiyorum. ama o an sanki 15 dakikalık müzik ziyafetine karşılık o şal verilmeliydi onlara. takas edecektik, müzik ve şalı. sonra o birkaç saniye bitti. bozuk param yoktu ama kağıt param vardı. demek ki modern zamanlara içsel bir şekilde adapte olmuşum. bir yandan geçmişin romantizmini düşlüyorum vapurda, diğer yandan günün gerekliliğini yapıyorum yani paramı saklıyorum. böyle düşünürken bile bocalıyorsam, başka bir döneme savrulduğumda halim ne olur? hem bu zamanda nefes alıyorsam vardır bir hikmeti. sonuç? yine geldim 2000'li yıllara. aslında en iyisi kendin olmak, dönem felan hikaye.