Yıllar öncesinde sırf çevremdekilerin baskısıyla ve erkeksi görünmem gerektiğini söylemeleri yüzünden haftalarca sabredip ( ki sakallarım hemen uzamıyordu ) sakal bırakmıştım,
Bir cafede gördüğüm Utku isimli garsondan aşırı derecede hoşlanmıştım, artık cafeye ara sıra değil her gün gidiyordum neredeyse kahvaltımı, öğle yemeğimi, akşam yemeğimi orada yemeye başlamıştım, kısaca cafenin ( daha doğrusu Utku'nun) müdavimi olmuştum.
Onun da benim gibi olduğunu düşünüyordum, onun hal ve hareketlerimden beni anladığını düşünüyordum. Sakallarımı ( eğer 3-5 tüye sakal deniliyorsa) kestim. Tüm çabam Utku' ya daha güzel çekici gözükmekti.
Futboldan hoşlanıyordu, futbolu hiç sevmememe rağmen her gün Fanatik gibi gazeteler alıyor ve oradaki haberleri ezberliyordum.
Hatta eve playstation ve fifa diye bir oyunu bile almıştım.
Bir zaman sonra
- istersen playstation var evde, fifa da var oynamak istersen bu akşam müsaitim.
diye bir teklifte bulundum, çok sevindi bu akşam geleceğini söylediğinde ise benim sevgim tarif edilemez olmuştu. Hani içinizde bir sevinç yaşarsınız nedenini bilmeden ve yakınınızdaki en yakın eşyaya veya kişiye sarılırsınız ya çocukca işte o duyguyla dolmuştu içim.
Evime gittim, şarap aldım, güzel yemekler hazırladım ve Utku'yu beklemeye başladım.
Evimi tarif etmiştim, telefonum çaldı aşağıda olduğunu otomata basmamı söyledi, elim ayağım titriyordu, hoşlandığım açılmak istediğim kişi bir kaç dakika sonra benim evimde, benim mahremimde olacaktı.
Ben bu düşünceler içindeyken asansörün kapısı açıldı, önce bir kız çıktı asansörden sonra Utku, selamlaştık içeri girdiler, Utku kızı tanıştırdı sevgilisiydi.
Benim heyecanımın mutluluğumun yerini, hani yıllardır bir kişiyle beraber olursunuz ve sizi terkedip gittikten sonra her şarkı, her kelime, her sokak size onu hatırlatır ve üzülürsünüz ya, işte öyle bir duygu kapladı.
Bütün gece kızın Utku'yla yemek yemesini, karaoke yapmasını ve fifa oynamasını izlemekle ve utkunun beni tanıtırken,
-Çok kafa bir adam ya, cidden kankam olsaydı
demesine rağmen
üzüntümü belli etmemeye çalışarak sahte gülümsemeler geçiştirdim bütün geceyi.
Onlar gittikten sonra ise üzüntümden sabaha kadar ağladım.
Bir daha da o cafeyede gitmedim Utku'yu da görmedim.
Kısacası hoşlandığınız kişinin her hareketine üzülürsünüz, adı üstünde siz sadece hoşlanıyorsunuzdur, o ise sizin hoşlandığınızdan habersiz hayatına devam eder ve bu sizi üzer.
