"Ulrike Almanya'da çok tanınan bir insandı. Bir savcı şöyle bir itirafta bulunmuştu: "Ulrike'yi çıldırtmalıyız ki herkes bu örgütte deliler olduğuna inansın." Onun beyni üzerinde araştırmalar yapmayı bile denediler. Deli olduğunu ispatlamak için tabii. Daha önce de, Ulrike özgür olduğu sırada, illegalite koşullarındayken bir gazetede Ulrike'nin intihar ettiği haberi çıkmıştı. 1972 başlarındaydı bu olay. intihar nedeni olarak da Ulrike'nin arkadaşlarıyla anlaşmazlığa düşmesi verilmişti. Ama o sırada Ulrike benim yanımdaydı ve haberi beraber okumuştuk. Bu haberi çok tehlikeli bulmuştuk. Cezaevinde Ulrike ölü bulunduğunda da aynı haber gazetede çıktı. Haberde Andreas ve Gudrun'la ayrılığa düştüğü için intihar ettiği yazılıydı. Bu haber tüm gazetelerde ve ölü bulunmasının hemen ardından çıktı. Uluslararası bir araştırma komisyonu incelemeler yaptı. Kendisini astığı iddia edilen havlu ile yapılan denemelerde, bunun bir insanı taşıyamayacağı ve hemen koptuğu belirlendi. Yani Ulrike'nin kendini o havluyla asabilmesi mümkün değildi. Doktorların araştırmaları sonucunda Ulrike'nin boynunun asılmadan önce kırılmış olduğu ortaya çıktı. Davalar o dönem yeni başlamıştı ve deliller toplanıyordu. Ulrike'nin kendisini öldürmesi için hiçbir neden yoktu."