jagten

entry44 galeri
    12.
  1. çok sevdiğim iskandinav sinemasının yüz akıdır, en iyisidir. bir kere ne olursa olsun empati kurduruyor film. genç ol yaşlı ol öğretmen ol asker ol, geçmişte bu tarz bir olaya uğramış ol yapmış ol.. bu film illa yakalar abi seni bir yerden ve izlersin sonuna kadar. 2-3 gün boyunca da aklına gelirya bir sahnesi ya da o linç edilme duygusu.

    --spoiler--

    ailesinden beklediği ilgiyi ve fedakarlığı bulduğu hm aile dostu hem kreşte öğretmeni olan johan'a aşık olan ve onu öpecek cesareti bile bulan bir kızın reddedildikten sonra çocuksu bir gevezelikle bir insanın hayatını mahvetmesi anlatılıyor. sanırım burada en az suçlu olanlardan biri o kız çocuğu. öğretmenine iftira atarken kullandığı argümanları abisinin pornografik fotoğrafları ona göstermesiyle öğrenen, ailesi tarafından kreşe götürülmeyen bu kız çocuğunun söylediği yalanlara kolayca inan bir kasaba var önümüzde. yalanlar söylendikten sonra esas suçlu karşımıza haklı ve mağdur olarak çıkıyor. bu öylesi bir hastalıklı ruh hali ki en yakın dostları bile söz konusu öğretmene yaptın mı diye sormaya gerek bile duymuyor. bu linç fırsatını kasabanın çok büyük bir çoğunluğu kaçırmıyor.yönetmen öğretmenin suçsuz olduğu ortaya çıktığında her şeyin normale döndüğünü zannettirse de son sahnede bu çamurun izinin geçmeyeceğini hissettiriyor. toplum bunu yansıtmasa bile öğretmenin üzerinden bu bulutun dağılması mümkün olmayacak. film de kusurlu bulduğum hiç bir nokta yok. üstelik gerçekçiliği o kadar iyi ki kendinizi filmin büyük bir kısmında johan'ın yerine koyuyorsunuz ve küçük kıza özellikle de filmi izlerken fırıncı küreğiyle vurmak istiyorsunuz. ama film bitince küçük kız ve johan'a inanan bir kaç kişi hariç hepsine fırıncı küreğiyle girişmek istedim. şiddetle öneririm.

    --spoiler--
    0 ...