--- alıntı ---
1727'den harf devriminin yapıldığı tarihe kadar yurtiçi ve dışında basılan yapıt sayısı yaklaşık otuz bindir. Oysa Osmanlı'da matbaanın kurulduğu zamana kadar Avrupa'da basılan kitap sayısı bir buçuk milyon ( bir milyar dört yüz milyon nüsha) dur. 1736-1836 arasındaki yüz yıllık dönemde ise bir milyon sekiz yüz kitap, iki buçuk milyar tane basılmış. Osmanlı ile Batı'yı basılan kitap sayısı açısından karşılaştırdığımızda acı bir gerçek ortaya çıkmakta. Avrupa'nın hızla ilerleyişini, Osmanlı'nın çöküşünü gerçekçi olmayan bir kısım hamasi sözlerle, hurafelerle açıklamak yerine yukarıda anlattığımız verilerle değerlendirmek doğruyu bulmamızda bizlere yardımcı olur.
1928'de harf devriminin yapılmasından 1938 tarihine kadar yeni Türk abecesiyle basılan kitap sayısı, on altı bin altmış üçtür.
Yani Osmanlının 300 yılda yayımladığı toplam kitabın yarısını genç Cumhuriyet 10 yılda yayımlamıştır. Bu o zamanki ekonomik koşulları düşündüğümüzde olağanüstüdür.
1493'te ispanya'dan kaçarak ülkemize sığınan Yahudiler matbaalarını da yanlarında getirerek kendi dillerinde kitap basıyorlardı. Osmanlı ülkesinde yaşayan Ermeniler 1567, Marunîler 1610, Rumlar 1627'de matbaalarını kurmuşlardı. ilk matbaanın 1450'de kurulduğunu da anımsatmak gerek. Oysa ülkemizde ilk matbaa 1727'de kuruldu. Osmanlı, Avrupa ülkelerinden iki yüz yetmiş yedi yıl sonra kendi halkının aydınlanmasına kapı açmıştı.
Adil Hacıömeroğlu çok güzel bir soru sormuş!
Anadolu ve Trakya'nın köylerini, kasabalarını, kentlerini gezin bakalım; hangi evde Arap harfleriyle yazılmış kaç kitap (Kuran-ı Kerim dışında) bulabilirsiniz? Kaçımızın dedesi, ninesi okuryazardı? Kaçımızın evinde dedelerimizden kalma kitaplarımız var?
dedesinin mezar taşını okuyamıyormuş!
ulan amık!
deden kendi mezar taşını okuyabiliyor muydu?
1923'te okuma yazma oranı %2,5!
1935 %20,4
ibnenin evladı illede okumak istiyorsan git osmanlıca kursuna oku!
ama götünü yaydırıp mağdur edebiyatı yapmak daha çok işine geliyor değil mi pezevenk!