Omerta, Mafyanın temel yasasıdır. Bir şey görmedim, duymadım, bilmiyorum, konuşmam ifadelerinin toplamıdır. Mafya elemanları arasında, uyulmaması halinde karşılığının, kendisi ve tüm aile fertleri için cezası ölüm olan yasadır.
Pario Muzo adlı yazarın Kasımpaşadaki Sicilyalı adlı kitabında şöyle bir olay geçer;
Mafya elemanı Erdo Bandiera (EB), 20 yıldır Don Erdeonenin (Reis) emrindedir. Mafyanın inşaat-arazi işlerinin sorumlusu olarak, her türlü pis işte onun imzası vardır. Ne yaptıysa Reis emrettiği için yapmaktadır.
Bu arada elbette ki kendisinin ve ailesinin, çalışmadan lüks şekilde yaşamasını sağlayacak parayı zulasına aktarmıştır. Bianco Adliye Savcılarından Don Piyetro Pantolani, yaptığı operasyon sırasında E. B yi sıkıştırmak için, oğlunu gözaltına alır. Karısından çok korkan (E. B) onun da baskısıyla, gazetecilere; Ben ne yaptıysam Reis emrettiği için yaptım. Gözaltına alınacaksa onun oğlu alınmalıdır. Benim oğlum suçsuzdur deyiverir ve saklanır
Sicilyanın Angora tepesinde manzara şudur;
Reis, dünürü adına kayıtlı çiftliğinde şömine karşısında oturmaktadır.
Kucağında yavru Ankara Keçisi, önünde üzüm tabağı ve ayranı, arkasında hem kızı hem de koruması olan Kahire El-Ezher mezunu kara kuşak-pembe benek sahibi yakın dövüş uzmanı Sofia Erdeone durmaktadır. Önünde diz çökmüş vaziyette kaçak eleman E.B vardır.
Reis Don Erdeone kısık sesiyle konuşur; Ailemizin dışında kalırsan Savcıların seni konuşturacaklarını bilmiyor musun? Güç bizde, dokunulmazlık bizde, kendini düşünmüyorsan karını-çocuklarını-enişteni-kayınbiraderini düşün. Aklını aldırma bana!..
Aynı anda, kaçak eleman E.B adına yazılı bir basın açıklama yapılır;
Konuşmalarım yanlış anlaşıldı, maksadını aştı. Ben her şeyimi önce Tanrıya sonra Reisime, en son olarak Kiliseme ve onun papazına borçluyum. Reisime hizmete devam edeceğim
Eleman E.B, Reisin çiftliğinden, seçim bölgesi olan lazvegaza gitmek üzere ayrılınca, Reis korumasına sağ elinin başparmağıyla gırtlağını çizen bir işaret yapar.
Bir hafta sonra, italya MOKi Binasının önüne bir ceset atılır.
Eleman E.B nin dili kesilmiş ve kesik dilin kravat gibi gırtlağına sokulmuş cesedidir bu. Eleman E. B artık konuşamayacaktır
Ankaranın Sicilya tepesinde ise durum şöyledir;
Özellikle devleti yönetenlerin yanında mutlaka bulunması gereken bir kişidir, Yol Arkadaşı veya Yol Bulma Arkadaşı!
Sıkıldığınızda, yönünüzü şaşırdığınızda, yolunuzu kaybettiğinizde size yardım edecek, yolunuzu bulduracak çok önemli bir sırdaştır Yol Bulma Arkadaşı.
Allah, ancak sevdiği kullarına nasip eder böyle arkadaş, herkese vermez.
Erdoğan & Erdoğan Yol Bulma Arkadaşlığı işte böyle kutsal bir sırdaşlıktır.
Eski Bakan Erdoğan bir an sapıtıp, kafayı kırınca Ben ne yaptıysam Başbakan Erdoğan dediği için yaptım. Ben hem Bakanlıktan hem de Milletvekilliğinden istifa ediyorum. Başbakan Erdoğanın da istifa etmesi gerekir demişti.
Gerçek bir Yol Arkadaşı olan Başbakan Erdoğan, eski Bakan Erdoğanı çağırdı ve yolunu kaybetmiş arkadaşına 1,5 saat nasihat ederek tekrardan yolunu yordamını bulmasını, Milletvekilliği dokunulmazlığının önemini, yaylı Bekirin neler yapacağını tek-tek kısık sesle anlattı ve tekrardan çiziye girmesini sağladı.
Yeniden Başbakan Erdoğanın güçlü koruması altına giren Eski Bakan Erdoğan, rahatlamış bir vaziyette, önüne konan yazılı açıklamayı yapmayı kabul etti;
Milletvekilliğinden istifa edeceğim deyişim yanlış anlaşıldı. Hizmete devam edeceğim. Başbakanıma son derece bağlıyım diyerek, onur-şeref-haysiyet-dürüstlük ve devlet adamlığı kokan bir açıklama yaptı ve bu açıklama,
Türk Siyasetinin alnına kara kalemle yazılmış oldu
Eski Bakan E. B, kendisini 24 saat kontrolde tutacak korumaları eşliğinde seçim bölgesi Trabzona doğru hareket etti!
Bu arada 2013 Yılı Özgürlükler Karnesi açıklandı. Freedom House adlı kuruluş tarafından açıklanan rapora göre, 195 Ülke; 88 Ülke ÖZGÜR, 59 Ülke KISMEN ÖZGÜR, 48 Ülke ÖZGÜR OLMAYAN ülkeler olarak sıralandı. Türkiye maalesef KISMEN ÖZGÜR olan 59 ülkenin son sıralarında yer alıyor.
Ülke yönetiminin temel kuralı şudur;
Bir ülkede gerçek demokrasi yoksa orada ekonomik gelişme ve özgürlük olamaz. Biat kültürünün olduğu yerde demokrasinin yaşayabileceğine ancak salaklar inanır. Orada hırsızlık-yolsuzluk-rüşvet günlük olaylardandır.
Bir örnek vermek gerekirse;
Demokratik Güney Korede kişi başına gelir 32.400 Dolardır.
Tek partili Kuzey Korede kişi başına gelir 1.900 Dolardır.
Şimdi anladınız mı, kendine istanbul imamı dedirten, demokrasiden nasibini almamış cahil birini ve onun Belediye ekibini ülke yönetimine getirmenin maliyetini?
Bunlar daha iyi günlerimiz. iyi uykular Türkiye