terkib i bend

entry8 galeri
    3.
  1. ziya paşa'ya ait olanının tamamı iki parça halinde aşağıdaki gibidir.

    i
    saki getir ol badeyi kim mâye-i candır
    arâm-dih-i akl-ı melâmet-zedegândır

    ol mey ki olur saykal-ı dil ehl-i kemâle
    nâ-puhtelerin aklına bâdî-i ziyandır

    bir câm ile yap hatırı zîrâ dil-i vîrân
    mehcûr-ı hârâbat olalı hayli zamandır

    sâkî içelim aşkına rindân-ı huda'nın
    rindân-ı huda vâkıf-ı esrâr-ı nihândır

    sâkî içelim rağmına süfi-ı harisin
    kim maksadı kevser emeli hıır-i cinândır

    aşk olsun o pîr-ı mey-perverde-i aşka
    kim badesi sad-sâle vü sâkîsi civandır

    pîr-i meye sor mes'elede var ise şüphen
    vaizlerin efsaneleri hep hezeyandır

    ben anladığım çarh ise bu çarh-ı çep-endâz
    yahşi görünür sureti amma ki yamandır

    benzer felek ol çenber-i fânûs-ı hayâle
    kim nakş-ı temâsîli serîü'l-cereyândır

    sâkî bize mey sun ki dil-i tecribet-âmûz
    endişe-i encam ile vakf-ı halecândır

    iç bade güzel sev var ise akl u şuurun
    dünya var imiş ya ki yoğ olmuş ne umurun

    ii
    yetmez mi bu kasrîreviş-iağreb-i âlem
    bir menzile ermez mi aceb kevkeb-i âlem

    şimdi uyuyanlar ö zamanda uyanırlar
    bir subha resîde olur âhır şeb-i âlem

    pâmâl eder encam kimin üstüne dönse
    agâz edeli devre budur meşreb-i âlem

    bin böyle cihan zer ü sîm olsa yetişmez
    mümkün mü ki is'af oluna matlab-ı âlem

    hâriçten eğer olsa temaşasına imkân
    müdhiş görünür heykel-i müsta'ceb-i âlem

    almış yükünü şöyle ki seyrinde halelsiz
    bir zerre dahi kaldıramaz merkeb-i âlem

    ebnâ-yı beşerde kalacak mı bu muâdât
    bilmem ne zaman doğrulacak mezheb-i âlem

    her safhada bir şekl-i hakikat eder ibraz
    her gün çevirir bir varaka makleb-i âlem

    bin ders-i maârif okunur her varakında
    yârab ne güzel mekteb olur mekteb-i âlem

    bu cism-i kesifin neresi merkez-i kuvvet
    yârab ne matıyyeyle gezer kâlib-i âlem

    subhâneke yâ men halaka'l-halka vasînâ
    subhâneke subhâneke subhâneke elîfâ

    iii
    ey kudretine olmayan âğâz u tenâhî
    mümkün değil evsâfını idrâk kemâhî

    her nesne kılar varlığına hüsn-i şehâdet
    her zerre eder vahdetine arz-ı güvâhî

    hükmün kılar izhâr bu âsâr ile mihri
    emrin eder ibraz bu envâr ile mâhı

    dil-sîr-i bisât-ı niamın mürg-i hevâyî
    sîrâb-ı zülâl-i keremindir suda mâhî

    eyler keremin âteşi gülzâr halil'e
    mağlûb olur peşşeye nemrud-ı mübâhi

    zâlimleri adlin ne zaman hâk edecektir
    mazlumların çıkmadadır göklere âhı

    bigânelere münhasır enva'-ı huzûzât
    mihnet-zede-i aşkına mahsûs devâhî

    sensin eden idlâl nice ehl-i tarîki
    sensin eden ihdâ nice gümgeşte-i râhı

    hükmün ki ola mûcib-i hayr u şer-i ef âl
    yarab ne içindir bu evâmir bu nevâhî

    sendendir ilâhi yine bu mekr ü bu fitne
    bu mekr ü bu fitne yine sendendir ilâhi

    güftî bikün ü bâz zenî seng-i melâlet
    dest-i men ü dâd-ı tu der rûz-ı kıyamet

    iv
    bir katre içen çeşme-i pür-hûn-ı fenadan
    başın alamaz bir dahi bârân-ı belâdan

    asude olam dersen eğer gelme cihâna
    meydâna düşen kurtulamaz seng-i kazadan

    sâbit-kadem ol merkez-i me'mûn-ı rızâda
    vareste olup dâire-i havf u recâdan

    dursun kef-i hükmünde terâzû-yı adalet
    havfın var ise mahkeme-i rûz-ı cezadan

    her kim ki arar bûy-ı vefa tab'-ı beşerde
    benzer ana kim devlet umar zıll-ı hümâdan

    bî-baht olanın bağına bir katresi düşmez
    bârân yerine dür ü güher yağsa semâdan

    erbâb-ı kemâli çekemez nakıs olanlar
    rencide olur dîde-i huffâş ziyadan

    her âkile bir derd bu âlemde mukarrer
    rahat yaşamış var mı gürûh-ı ukalâdan

    halletmediler bu lügazın sırrını kimse
    bin kafile geçti hükemâdan fuzelâdan

    kıl san'at-ı üstadı tahayürle temaşa
    dem vurma ger arif isen çün ü çiradan

    idrâk-i meali bu küçük akla gerekmez
    zîrâ bu terâzû o kadar sıkleti çekmez

    v
    cehrin ne safa var acaba sîm ü zerinde
    insan bırakır hepsini hîn-i seferinde

    bir reng-i vefa var mı nazar kıl şu sipihrin
    ne leyi ü nehârında ne şems ü kamerinde

    seyretti hava üzre denir taht-ı süleyman
    ol saltanatın yeller eser şimdi yerinde

    hür olmak ister isen olma cihanın
    zevkinde safasında gamında kederinde

    cânân gide rindân dağıla mey ola rizân
    böyle gecenin hayr umulur mu seherinde

    hayr umma eğer sadr-ı cihan olsa da bilfarz
    her kim ki hasâset ola ırk u güherinde

    yıldız arayıp gökte nice turfa müneccim
    gaflet ile görmez kuyuyu rehgüzerinde

    anlar ki verir lâf ile dünyâya nizâmât
    bin türlü teseyyüb bulunur hanelerinde

    ayînesi iştir kişinin lâfa bakılmaz
    şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde

    ben her re kadar gördüm ise bazı mazarrat
    sâbit-kademim vine bu re'vin üzerinde

    insana sadakat yaraşır görse de ikrah
    yardımcısıdır doğruların hazret-i allah

    vi
    gadr ede reayasına vâli-i eyâlet
    dünyâda vü ukbâda ne zillet ne rezalet

    lâyık mıdır insân olana vakt-i kazada
    hak zahir iken bâtıl için hükmü imâlet

    kadı ola davacı vü muhzır dahi şahit
    ol mahkemenin hükmüne derler mi adalet

    ey mürtekib-i har bu ne zillet ki çekersin
    bir kaç kuruşa müddet-i ümrünce hacâlet

    lâ'net ola ol mâle ki tahsîline ânın
    yâ din ola yâ ırz veya namus ola âlet

    âdem olanın hayr olur âdemlere kasdı
    insanlığa insanda budur işte delâlet

    insan ona derler ki ede kalb-i rakîki
    alâm-ı ben-i nev'i ile kesb-i melâlet

    âdem ona derler ki garazdan ola sâlim
    nefsinde dahi eyleye icrâ-yı adalet

    sâdık görünür kisvede erbâb-ı hiyânet
    mürşid sanılır vehlede ashâb-ı dalâlet

    ekser kişinin suretine sîreti uymaz
    yârâb bu ne hikmettir ilâhi bu'ne halet

    ümmîd-i vefa eyleme her şahs-ı degalde
    çok hacıların çıktı haçı zir-i begalde

    vii
    bir abd-i habeş dehre olur baht ile sultan
    dahhâk'in eder mülkünü bir gâve perişan

    ikbâline idbârınadil bağlama dehrin
    bir dâirede devr edemez çenber-i devrân

    zâlim yine bir zulme giriftar olur âhır
    elbette olur ev yıkanın hanesi viran

    ekser görülür çünkü ceza cins-i amelden
    encamda âhenden ölür rahne-i sühan

    tezkîr olunur la'n ile haccâc ile cengiz
    tebcîl edilir nûşirevan ile süleyman

    kabil midir elfaz ile tagyir-i hakikat
    mümkün mü ki tefrik oluna küfr ile îmân

    birhâkden inşâ olunur deyr ile mescid
    birdir nazar-ı hak'da mecûs ile müselman

    her derdin olur çaresi her inleyen ölmez
    her mihnete bir âhir olur hem gama pâyan

    geh çâk olunur damen-i pâkize-i ismet
    gen iffet eder âdemi ârâyiş-i zindan

    sabr et siteme ister isen hüsn-i mükâfat
    fikreyle ne zulm eylediler yusuf a ihvan

    zâlimlere bir gün dedirir kudret-i mevlâ
    tallahi lekad âserakellâhu aleynâ
    0 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük