bakınız osmanlının güçlü bir devlet olması mesele değildir. osmanlının islam devleti olup olmadığıda mesele değildir. osmanlılar islam için bu yola çıktılar. ellerinde mukaddes bir dava vardı. dinleri için savaştılar ve islami dünyada hakim kılmaya çalıştılar. ne kadar doğru yaptılar meçhul.
ama yine bakınız ki bundan sonra mustafa kemal ve masonların önderliğinde ceddine reddeden bir zihniyet ortaya çıktı. reddetmesi de gerekiyordu çünkü ortadaya koyduğu mefkure islamla taban tabana zıttır. sonra bunlar biz islama düşmanız diyemediler. çünkü halk daha buna hazır değildir. yıllarca islam için yaşayan bir toplum bunu kabul eder mi? kemalistler kendilereine göre mukaddes bize göre aşağılık davalarına ''irtica ile mücadeledele'' adı verildi. bundan sonrası için mehmet akif ersoy çok güzel anlatıyor.
`Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem;
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
Biri ecdadıma saldırdımı, hatta boğarım! ...
-Boğamazsın ki!
-Hiç olmazsa yanımdan kovarım.
Üçbuçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam;
Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam.
Doğduğumdan beridir, aşığım istiklale;
Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale!
Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum?
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!
Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!
Adam aldırmada geç git! , diyemem aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!
Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu...
irticanın şu sizin lehçede ma'nası bu mu?`