olumsuz inanç ve sınırlayıcı dil kalıpları da ingilizce konuşmanın önündeki bir diğer engeldir. geçmişte yaşanmış olumsuz bir deneyim, arkadaşların yapılan hataya gülmesi, öğretmenin hata yapıldığı zaman kızması, sabırsızlık göstermesi, hatanın düzeltilme biçimi, anne babanın "bu kadar para verip özel okula gönderiyoruz, hala konuşamıyorsun." şeklinde konuşması gibi farkında olmadan yapılan kimi hatalar, bazı kişilerde yetersizlik duygusu ve kendine güvenin yitirilmesine yol açar.
kağıt üzerinde ingilizce bilgisi yeterli olmasına rağmen konuşma güçlüğü çeken kişi sayısı çoktur. bu durum, bir tür sahne fobisine benzer. bu kişiler ingilizce konuşmak için ağızlarını açtıkları zaman herkesin kendilerini dinlediği, hatalarını bulacakları, gülünç duruma düşecekleri korkusunu yaşarlar. ağızları kurur, zihinleri dağılır, kalp atışları hızlanır, ve ingilizce konuşmak çok sıkıntı veren, bunaltıcı bir deneyim olur. bu tür korkulan aşmak için hataya bakış açısını değiştirmek gerekir.
hata yapmak , öğrenme sürecinin doğal sonucudur. ilkesini kabul edersek, hatalar bizi geliştirir. bu durumda hatalar rehber görevi üstlenir. bizi yönlendirir. hangi alanda hata yapılıyorsa o alan güçlendirilecek öncelikli alandır.
bu arada, beyin tesadüfi hatalar yapar. bu çok doğaldır. bunları bir süre sonra kendi kendine düzeltir. doğru kayıtları aldıkça, yanlışları ayıklar. siz beyne doğru kayıtlar vermeye devam edin.