ahlaklılık, erdemlilik, hoşgörü ve bunun gibi şeyler. bir kere biz türkler kadına çok değer verir ve onu el üstünde tutarız. onu baş tacı eder, evimizin kadını çocuklarımızın anası yaparız. sırtından sıpayı karnından sopayı eksik etmeyin diye bir atasözü vardır ya... işte o atasözünü dış mihraklar bize öyle bir açıkladı ki sanki kadını dövünüz yani afedersin şey yapınız falan gibi açıkladılar. halbuki orada dövmek dövmek anlamında bir dövmek de değil. bunu siz benden iyi bilirsiniz. hafifçe vuruvermek, belki bir adet sopayla ama hep aynı sopayla... her gün aynı sopayla kadınına hafifçe vuran bir adamın karısına olan aslında göstermek istediği ama erkeklik gururu yüzünden böyle kötü davranıyormuş gibi yapışı tamamen onun utangaç olmasından. hani ilkokuldayken aşık olduğumuz çocukla kavga ederdik ya onun büyük versiyonu. çocuklar gibiyiz büyüsek de. işte bu dış mihraklar bundan faydalanıyor.
mesela bizim ülkemizde edebiyata, sanata müthiş önem verilmiştir. bizim atalarımız zamanında zurnasını davulunu alıp öttürmüştür. buda bir sanattır ve kesinlikle yapılmıştır. bu yüzden halk türkülerimiz vardır. böyle de bilime ve sanata olan katkılarımız vardır. ayrıca at arabası gibi önemli bir aleti de kim bulmuştur? tabiki de türkler bulmuştur arkadaşlar... daha zilyon şey var burada ama anlatamıyorum ki...
