hakkında ne söylesem ne düşünsem ne yazsam tarif edemeyeceğim bir film. oldum olası bayıldığım bir türden filmlerdir zamanın içinde yolculuk etmek veya kaderi değiştirmek ile ilgili olanlar. ( öneri olarak;
(bkz: Mr nobody) (bkz: Frequency) )
Filme döneyim. Film benim hayatta en çok ilgilendiğim üzerine düşündüğüm kafa patlattığım kaderin alternatif yolları konusu üzerine. tam da aradığım, uzun zaman önce izlemem gereken bir filmmiş. meseleyi bir fantastikleştirmişler ama o da o duygusallığın o yoğunluğun ve "ya öbür türlü olsaydı"ların arasında kaybolup gidiyor.
aşk deseniz filmin içinde sımsıcak, özenilecek türden bir aşk öyküsü var. aile deseniz, hiç sahip olamadığım hayalimdeki baba. çocuğuyla daha fazla zaman geçirmek için neler yapıyor neler.
aksan deseniz, ingiliz filmi fazla söze gerek yok. film her şeyiyle son ana kadar sarıyor sizi.
oyuncular çok başarılı. Bill Nighy üstüne düşeni yapmış, rachel macadams kendini aşmış, hele ki o sempatikliği falan bitirdi beni. Bir de yönetmen filme ingiltere'nin en güzel kızlarını toplamış sanırım, hepsi oradaydı. oturun izleyin bir şey kaybetmezsiniz. ben bugüne kadar neden izlemediğime yanıyorum.