lokanta aykut derlermiş sana
öğrendim dostlarından
kim bilir neden
vardır dostlarının bir bildiği
belli ki sevmedin bizim buraları
acele ettin gitmekte
belki de sen haklısın
bizler hep "kahpe dünya" deriz amma
bir türlü de bırakıp gidemeyiz
anlaşıldı ki sen bizden daha mert çıktın
alıp başını gittin erkenden
dostların karpuz keseceklerdi
belki annen
evet ya annen
son bir kez daha
saçlarını okşayacaktı belki
ya baban
belki bir iki kez daha
öfkelenmek isterdi sana
belki sen uyurken
bir kez daha öpmek isterdi alnından
aldırmadın hiç birine
çekip gittin aramızdan
anlaşılan o ki sevmedin bizi
bırakıp gittin erkenden
belki şu esmer kız
gönül düşürecekti sana
yoksa şu sarışın olan mı
anladım
sen ikisinin ortası olan
şu kumralı kızı kestirdin gözüne
bu güzelleri bile takmadın
sanki ölüm bunlardan daha güzel
attın kendini ölümün soğuk kollarına
belki bilmem kaç kere daha
deplasman yollarına düşecektin
bazen vagonlarda
bazen köhne otobüslerde
bir iki bira içip dostlarınla
şarkılar söyleyecektin sakarya'na
eskişehir deplasmanına gelecektin
belki bir gün
karşılıklı sövecektik belki birbirimize
sen beni bilmeyecektin
ben de seni
bilmeden
tanımadan
kızacaktık birbirimize
belli mi olur
belki de attığın bir taş gelecekti kafama
ama inan
attığın o taş
gidişin kadar acıtmazdı yüreğimi
delikanlı adammışsın
erkenden çekip gittin şu kahpe dünyadan
desem de inanma
hep keşke gitmeseydin diyeceğim
ama gittin
her şeye rağmen alıp başını gittin
durduramadık seni
söyleyecek söz bırakmadın bize