Insanın kendinden hiçbir zaman kaçamayacağını belki 200, belki de daha fazla kişiye anlatmış biri olarak, bütün terzilere buradan selam ediyorum.
Harbiden kendi söküğünüzü eşiniz dostunuz mu dikiyor? bana bir beceriksizlik durumu mu hasıl oldu bilemiyorum.
Bütün gün boyunca elimde lilyumun fotoğrafı, tüm çiçekçileri gezdim dolaştım. aradığımı bulamadım bulamıyorum. bu konuda ne yapacağımı da inan hiç bilmiyorum. çiçekçi mi açsam ne yapsam istediğim şey aslında zor değil, kimse anlamak istemiyor.
Son zamanlarda yaşadıklarıma inat, kağıt kesiği sızıya inat, güvenmeye ve inanmaya devam edeceğim ki; kendini bilmeyen, kendine güvenmeyen ve inanmayan, karşısındaki insanların hayallerindeki kahramanları öldürmeyi kendine görev edinmiş onursuz, gurursuz, kendine, ancak bu dünyanın geri dönüşüm kutusunda yer bulabilmiş insanlar prim yapmasın!
uzaklardan bakınca imrenilesi bir boşlukta süzüldüğünü sanıyor insanlar. oysaki sen kanatların yorulduğu için hava akımlarında, oradan oraya gidiyorsun. he bir de yükseklerden uçarken aslında uzaktan seyrettiğin, özlediğin insanların kucağına düşüvermeyi istediğini kimse bilmiyor mesela. Güçlü görünmeye çalışan ve bunu dikte eden insanlar asıl korkaklardır ve bunu asla kabul etmezler bunu da söyledim mi bilmiyorum.
birinin acılarına şahitlik etmeyi, mutluluğuna şahitlik etmekten çok yeğlediğimi henüz kimse bilmiyor ama ben gelinin yanındaki o kişi olmayacağım. o gün için bir b planı geliştirmem gerek ama önce bir a planı da bulmam lazım.
bugün uzun bir yolculuk yapmak zorunda kaldım. yani en azından 1 saat sürdü. o esnalarda, bana bu yolculuğu keyifli kılan bir sürücü vardı. yanımda tanıdıklar olmasaydı muhtemelen adamı durdurup teşekkür edecektim. babam ara ara neden güldüğümü sordu ama "baba şu adam benimle oyun oynuyor" diyemedim. farkettim ki uzun süredir ilk defa tanımadığım birisini merak edecek kadar çok düşündüm.
bugün o adamla saatlerce yolda gitmek istedim. uzun süredir ilk defa bir şeyi bu kadar çok istedim.
istediğim şeylerin hiç olmayacak zamanlara denk gelmesi de benim isteklerimin laneti olmalı, yoksa bu kadar aksi tesadüfler bir araya gelmez, gelemez. Çıplak, safi kader bu işte!
bence insanların bu dünyaya bırakabilecekleri en önemli miras çocuklarıdır. çocuklar hala tertemiz. zencisi, beyazı, kürdü, türkü, çerkesi... doğru yetiştirebildikten sonra, insan gibi değil insan olarak yaşamayı öğretebildikten sonra dünya yeterince yaşanılabilir bir yer olacak.
Kimse keşke şeytanına yenilmese. bir defa da insanlık galip gelse, ama sonsuza kadar sürse!