zamanında, soğuk bir kış günü iki arkadaş kadıköy'de görüşmeye karar verdik. eminönü iskelesinde buluşup ara sokaklara doğru yollandık. aylak aylak dolaşmaya başladık. o sokaklar bizi her geçtiğimizde etkilerdi. o günde farklı olmadı üstüne birde uzun zaman sonra görüşmenin verdiği heyecan kaplayınca biz kendimizi kaybedip baya koyu sohbete daldık. sonunda dedim ki madem konuşulacak cok şey var ve götümüz donuyor gel karga ya gidelim hem içeriz hem laflarız. böylece yarım saat içerisinde kargaya oturup biralarımızı söyleyip kedileri de sevip sohbeti devam ettirebildik.
konular hızla değişiyordu ve farkında olamadan öyle entelektüelite kanırtmışız ki, şimdi bakınca komik geliyor. kübrik in otomatik portakalından tutun dante nin ilahi komedyasındaki tasvirlere kadar konuştuk. mühendisliğin memleketteki etik yönünü ele aldık. varoluşlar, inanışlar nedenler neler neler... (eşşeğin zikini bilmiş ,duymuş olsan hiç girilmiycek şeyler yani)
sohbetin bi noktasında öyle bir şey oldu ki bir an aydınlandım. dur dedim arkadaşıma sus, sus!! ben dedim yanlış bi hayatın içindeyim. az evvel karnıma hafif hafif vuran yaratım sancısı şimdi iyice kendini hissettirmişti. cok büyük bir ivmeyle ayağa kalktım. arkadaşa bir şey demeden tuvalete doğru yürüdüm. kalkıp tuvalete giriş sürem maksimum 30-40 saniyedir. ama o sohbetin bıraktığı etkiyle 40 saniyede mahalle baskısı, aile baskısı, muhafazakar yapı, dini dogmalar, otorite, devlet,diktatörlük gibi akla gelebilecek bütün olguları yok saydım ve bütün marjinal kimlikleri yücelttim. artık eski alemi menam gitsindi. asi,toplumu, toplum değerlerini yoksayan bir menam gelsindi. zaten bu asilik damarlarımda vardı. hiç bir zaman uysallığı sıradanlığı kabul edememiştim. en azından buna inandım tüm gücümle. tuvalete girdim artık aydınlanma gücünden mesanem patlayacaktı. biranın verdiği sersemlikle fermuar düğüm filan açtım ama baksır dışında başka bi katman vardı. ne olduğunu anlayamadım biraz afalladıktan sonra onun evden çıkmadan soğuktan üşütmiyim diye giydiğim içlik olduğunu anlayınca samimi içten bi gülümseme belirdi yüzümde.
sonra gökten 2 elma düştü biri eşşeğe diğreini biliyosun..