sağcı kimdir atsız

entry2 galeri
    ?.
  1. SAĞCI KiMDiR?
    Sosyalistler ve komünistler “solcu” diye tanındıkları için, onların karsısında olanlara da “sağcı” demek
    âdet olmustur. iktisadî bakısla devletçi olmayan , liberal olan, muhafazakâr olanlar sağcı sayılmıs. Sol
    taraf, çoğunlukla dini inkar ettiğinden dindarlar da sağcı diye gösterilmistir.
    Fakat bu tarifler eksik ve kısırdır. Son zamanlarda her sey gibi bu tâbirler de müptezel olmus, sağ ve
    sol birbirine karısmıstır. Kendilerine “mukaddesatçı” diyen dindarlar milliyetçi ve sağcı sayıldığı gibi,
    asırı sosyalist ve komünistlerin de kendilerini “Milliyetçi” diye öne sürdükleri görülmüstür.
    Sağ ve sol deyimleri kabataslak ele alındığı takdirde Turancılarla islâm birliği taraftarları sağda
    birlestikleri gibi, yalnız sosyal adalet kavramı düsünüldüğü anda da Türkçülerin sosyalistlerle aynı
    hizada olmaları gerekmektedir.
    Demek ki sağ ve solu iyi anlatmak, eksiklik ve kısırlıktan kurtararak öne sürmek lâzım. Çünkü sağ ve
    sol yalnız iktisadi veya sosyal bakım değil, millî suur bakımından da ele alınıp değerlendirilmelidir.
    Türkiye’de koyu dindarların bir takımı milliyeti inkâr ederek yalnız dinle yetinmek taraftarıdırlar.
    Bunlardan biri camideki vaazında “vatan için ölenler cehenneme gider. Cennete gidecekler ancak din
    uğruna ölenlerdir” demis. Simdi, bu seviyesiz yobazla Türkçüleri aynı cephede saymak hem anlayıs
    kıtlığı, hem de gerçeklere sırt çevirmek demektir. iktisadî görüse göre sosyal adalet düsüncesi bugün
    hemen herkes tarafından beninmis olduğundan artık millet meclislerinde partileri bu görüse göre
    sıralamak asla doğru değildir.
    Bizdeki dincileri ve hilâfetçileri sağa koymak, Batı ülkelerindeki taamüle de aykırıdır. Hitler’in iktidara
    gelmesinden önce Alman meclisindeki kuvvetli Hırıstiyan partisinin adı “Merkez Katolik Partisi” idi ve imparatorcu Çelik Tulgalılar partisi ile Hitler’in Milliyetçi Sosyalist Partisi, Katoliklerin sağında yer
    almıstı. Hitler’in partisi “sosyalist” bir parti olduğu halde sırf milliyetçi olduğu için sağcı sayılmıs ve
    iktidara geçtikten sonraki tutumu ile de bütün solculara, yani sosyalistlerle komünistlere düsmanlık
    güttüğünü ispat emisti.
    Sağ ve solun Türkiye için en doğru tarifi, milliyetçilik açısından ele alınarak yapılabilir. Bir parti,
    milliyetçi olduğu nisbette sağcıdır. Milliyetçilikte millî gelenekler mühim olduğundan bu türlü partiler
    millî ahlâk bakımından muhafazakârlardır. Fakat milliyetçilik, milletin toplum ve fert olarak yükselmesi
    demek olduğundan milliyetçi bir parti adaletin ve servetin dağıtımı bakımından sosyalistlerin fikirlerine
    yakın olabilir.
    Dincilik ve siyasî ümmetçilik, Türklüğü ikinci plâna itmek veya saymamak olduğundan milliyetçiliğe
    aykırı yahut düsmandır. Bu bakımdan dinciler, siyasî ümmetçiler , hilâfetçiler “Sağcı” olamazlar. Siyasî
    ümmetçiler, islâm beynelmileli düsüncesinde olup Türklüğü islâm topluluğu içinde eritmek
    malihülyasına kapılmıs olduklarından beynelmilelcidirler ve her beynelmilelci gibi soldurlar.
    Moskovacı veya Pekinci sosyalistlerin kendilerine “milliyetçi” demesi de hem yanlıs, hem gülünç, hem
    de taktik icabı olduğundan yalandır. Milliyetçilik, bir milleti “millet” olmaktan çıkarıp “halk yığını” haline
    getirdikten sonra onun yalnız iktisadî refahını düsünmekle olmaz. Çünkü insanlarda yalnız mide değil,
    zihniyet ve inanç da vardır. Milliyetçilik yüzyıllardan kopup gelen manevî bir mirastır. Büyüklük
    duygusudur. Tarih suurudur. Mukaddes hodgâmlıktır. Yaratılıs hâsılasıdır.
    Türk milleti üç bin yıldan beri vardır. Onun var olusu, büyüklüğü, gücü, tarihe damgasını vurusu yalnız
    millî karakteriyle mümkün olabilmistir. Türklüğün büyüklüğünü veya var olusunu Türklüğün dısındaki
    su veya bu faktöre bağlamak asla doğru değildir.
    Gazetelerde çok görülen, siyasilerin dillerinde dolasan “asırı sağ” deyimi yanlıs olarak kullanılmaktadır.
    Çünkü asırı sağ diye çok defa islâm beynelmilelcileri kasdolunmaktadır. Geçen yılın sonlarında
    yakalanan “Hizbüttahrir” adlı derneğin hilâfetçi olduğu, Türkiye’yi seriate göre idare etmek istediği,
    resmî dil olarak Arapça’yı kabul ettiği açıklanmıs ve baslarında bir Arap bulunan bir grup “asırı sağcı”
    diye vasıflandırılmıstır.
    Simdi soğukkanlılıkla düsünülsün: Türk milletinin üstünlüğüne inanmıs ve bütün Türklerin birlesip tek
    devlet halinde toplanmasını ülkü edinmis Türkçülerle bu yobazlar aynı grupta nasıl toplanabilir? Yalnız
    Türklerden mürekkep bir devlet kurmak isteyen Türkçülerle, Müslümanları bir devlet yapıp resmî dilin
    Arapça olmasını isteyenler bir tutulur mu? Türk devletinin büyük makamlarında yarımkan Türklere bile
    tahammülü olmayan Türkçülerle baskanlarını Araptan seçen kisiler aynı kazanda kaynar mı?
    Demek ki asırı sağ veya sağ tabirleri yanlıs kullanılmaktadır. Đdeoloji bakımından “sağ” milliyetçiliği,
    “sol” beynelmilelciliği temsil ettiği için sağda Türkçüler, solda da beynelmilelciler vardır. ister dünya
    beynelmilelcisi, ister islâm beynelmilelcisi olsun, Türklüğü basa geçirmeyen, ihmal eden veya yok
    sayan bütün düsünceler soldur. iktisadî bakımdan devletçi , sosyalist, komünist olmanın sağ ve solla ilgisi yoktur. Netekim ikinci Cihan Savası’ndan önce Japonya’daki “Milliyetçi Komünist Partisi”,
    ardından da anlasılacağı üzere milliyetçi yanı sağcı olduğu gibi, bugünkü ingiltere’nin “isçi Partisi” de
    adına ve iktisadî ilkelerine rağmen milliyetçidir.
    iktisadî doktrinler çabuk değisir. Değismeyen prensipler milliyetçilik ve beynelmilelciliktir. “Milliyetçilik”
    derken bu kelimenin asıl anlamını kasdediyorum. Yoksa son zamanlarda islâm beynelmilelcileri, siyasî
    ümmetçiler ve kozmopolit beynelmilelcilerle dünya vatandası sosyalistlerin, Moskofçuların kasdettiği
    milliyetçiliği elbette düsünmüyorum. Aslında bunların hiçbiri milliyetçi olmayıp aksine milliyetçilik
    düsmanı iseler de, herhangi bir tereddüt ve süpheye meydan vermemek için, karıstırılmasına asla
    imkân olmayan “Türkçülük” kelimesini Türk milliyetçiliği olarak kullanıyorum...
    Sağcı biziz: Türkçüler. Sosyal adaletçi olmamız, vatanın nimetlerini turistlere değil de soydaslarımıza
    ülestirmek istememiz, gerçek ah ahlâkın gerektirdiği adaleti sağlamayı dilememiz, solcu olmamızı
    gerektirmez. Türkiye’nin solcuları daha ortada yokken, Türkçü sair Mehmet Emin Yurdakul o basit
    siirleriyle Türk milleti için sosyal adalet istiyordu. Bu fikir onun Türkçülüğünden doğmustu. Kendisinden
    yıllarca sonra, “sömürü” nakaratına baslayan plâklar gibi, bu fikri Yahudi Marks’tan almıs değildi.
    Milliyetçilik, yalnızca vatandaslık suurundan ibaret değildir. Milliyetçilik siyasî sınırların dısında kalan
    soydasları da kavrayan bir suurdur. Bunun Türkiye’deki en açık delili Kıbrıs Türklerine karsı duyulan
    ilgilidir. Bu ilgi yarın Moskof, Çin, Acem, Arap ve diğer milletlerin pençesindeki Türklere de
    yönelecektir.
    Milliyetçilik, “ben bu milletin sömürülen fertlerini düsünüyorum” demekle de olmaz. Bir milletin
    sömürülen fertlerini baska milletlerin merhametli insanları da düsünebilir.
    Milliyetçilik Zenci Lumumba’ya Viyet-Kong’a destan yazıp da Özbekler‘i , Tatarlar’ı, Kazaklar’ı,
    Kırgızlar’ı, Azeriler’i, Baskurtlar’ı, Türkmenler’i, Tarançılar’ı, Uygurlar’ı, Karakalpaklar’ı, Çuvaslar’ı,
    Yakutları’ı, Karaçaylar’ı, Balkarlar’ı, Kumuklar’ı, Kırımlılar’ı, Kerkükler’i diğer Türkleri esgeçmek
    değildir.
    Milliyetçilik, Bolivya dağlarında öldürülen Arjantinli maceracı serseri Guevera için zırlayıp da sıra
    Kazak kahramanı Osman Batur’a gelince susmak hiç değildir.
    Milliyetçi insan, eğer insansa, kendi milletinin kahramanlarına, hürriyet savasçılarına bakar, yanar,
    ağlar. O zaman “sağcı” olur. Bunu yapmayıp mazisi meçhul, gayesi belirsiz, sahsiyeti karanlık
    insanlara sempati gösterdi mi o insan, insan değildir. En asağısından sinir ve ruh sistemi bozuk bir
    hastadır.
    Sözün kısası: Türkçüler sağcı olduğuna göre sol uçta komünistler vardır. Bu ikisinin arasındaki yerleri
    millî fikre veya beynelmilelciliğe olan yakınlık veya uzaklıklarına göre ötekiler doldurur.
    Ancak bunlar, kavramların ideolojik mânâlarına göredir. Meselenin en doğru ve hiçbir tereddüde
    meydan vermeyecek sekli, Türk milliyetçiliğini sadece “Türkçülük” kelimesiyle dile getirmektir.

    ATSIZ
    (Ötüken, 50. Sayı, Subat 1968)
    0 ...