latincede bitki anlamına gelen "phyto" ve serbest başıboş gezen anlamına gelen "plankton" kelimelerinin birleştirilmesiyle adlandırılmış canlı türüdür
ihtiyacımız olan oksijenin yüzde 80'inden fazlasını, sanılanın aksine yağmur ormanları değil
bu canlılar vermektedir ve bu nedenle yer küremizin temel oksijen kaynağıdır.
yaşam süreleri biri ya da iki gündür. bu canlıların yokluğunda biz, ormanların ya da bitkilerin bize sağladığı oksijenin yetersiz kalmasından ötürü hemen ölebiliriz.
bu canlılar, gezegenimizi bizim için yaşanılır kılan en temel etkendir.
yapılarında klorofil bulunduğundan yeşil renklidirler. fotosentez sırasında atmosferdeki karbondioksiti kullanmalarından dolayı sera etkisi yapan bu gazın atmosfer içindeki miktarını azaltırken, sıcaklığın da düşmesini sağlarlar.
araştırmalar, küresel ısınma ve iklim değişimi gibi olaylardan en çok ftoplanktonların etkilendiğini söylemektedir.
ozon tabakasındaki yırtıktam doğrudan geçen zararlı güneş ışınları daha çok suyun yüzeyinde yaşayan bu canlıların ölümüne sebep olurlar.
diğer önemli özellikleri ise bulutların oluşmasında rol oynayan, "dimetil sülfür" adlı maddeyi atmosfere vermeleridir.
dimetil sülfür, kokkolifor adlı fitoplankton grubu tarafından atmosfere verilir ve burada oksijenle birleşerek, sülfatı oluşturur.
su buharı sülfat içinde yoğunlaşarak bulutları meydana getirir.
boyutları 0,002-1 mm arasındadır.
okyanus yüzeylerinde, göl, gölet, nehir, derelerde bulunmaktadırlar.
üremeleri için en uygun ortam soğuk, kutup bölgelerine yakın sular onlar için uygundur.
kuzey pasifik okyanusu ve bering denizi fitoplankton konsantrasyonunun yoğun olduğu yerlerdir.
