basın konseyi başkanlığına yakışır yazılar yazan köşe yazarı, bügünkü "görünen köy... " başlıklı yazısında milliyet gazetesinin dün yaptıgı "namaz molası" ile ilgili haberini kaynak alarak yorumlar yapmış. haber ile ilgili yorum yapmıycam dünde yapmadım çünkü ne kimsenin namaz için zorla otobüs durdurtacağını ne de namaz için verilen moladan şikayetçi olacağını düşünmüyorum. açıkçası haberin bilinçli olarak çarpıtıldığına inanıyorum ve bundan sonra her ay mutlaka böyle bir haberle karşılaşacağımızı düşünüyorum.
şimdi böyle klişe bir haber varsa elinizde köşe yazısının devamı nasıl gelmeli sizce ?
biliyorum ki herkes ( içinde bu korku olan veya olmayan herkes ) türkiyenin islami rejimlerle yönetilen, islami baskıların olduğu, özgürlüklerin kısıtlandığı bir ülkeye benzetileceğini geçiriyor içinden. doğru düşünüyorsunuz yazı böyle devam ediyor hikaye fas'a kadar uzanıyor ve sene başında bir kampüste 2 kapalı ögrenci varken sene sonunda kampüsün dörtte üçünün kapalı olduğunu yazıyor.
yazar bize ne anlattı ; ak parti iktidara geldi, müslümanlar artık gücü eline aldı hareketlenmeler başlıyor aman dikkat sonumuz kötü ! neydi bu hareketlenmeler ben sadece bu yazıya konu olanları yazıyım;
1- Şehirlerarası otobüslerde "namaz molası" taleplerinin artıyor. milliyet
2- Namaz molası taleplerinin sektörün baş ağrısı haline geldiği. Türkiye Otobüsçüler Federasyonu Başkanı Mustafa Yıldırım.
ve mustafa yıldırımın açıklaması ; Milliyet'in haberinde yer alan 'namaz molası taleplerinin sektörün baş ağrısı haline geldiğine' yönelik değerlendirmenin kendisine ait olmadığını belirten Yıldırım, konunun büyük bir sorunmuş gibi gösterilmesinin yanlış olduğunu, zaman zaman bu konuda küçük çaplı tartışmaların yaşandığını ifade etti. Yıldırım, haberde yer alan "Otobüslerde namaz molası talepleri arttı" şeklindeki cümleyle ilgili olarak, "Son zamanlarda namaz molası taleplerinde herhangi bir artış olmadı. Bu ifade doğru değil." dedi.
şimdi haberin doğruluğunu ve milliyet gazetesi tarafından yorumlanmasını yine size bırakıyorum ( istanbul müftüsüde sözlerim çarpıtıldı diyor ) amacım haber ile ugraşmak değil dediğim gibi her ay böyle bir haber bekliyorum aydın doğan dan.
sinir bozucu olan basın konseyi başkanının yalan haber olduğunu bile bile bunu yazısında kullanması ve bu olaydan yola çıkarak türkiye üzerine senaryolar kurması kendi korkularını yalanlar ile desteklemesi.
köşe yazarlığı bu kadar mı kolay, insanın kendi yaptığı mesleğe hiç mi saygı duymaz ?
bugünkü yazınızın başlığını bende aydın doğan ve piyonları için atıyorum.