konuşamayıp dinlemek ve sadece onu düşünüp dinlemek.
bazen baş ağrıları o kadar derecede artar ki çok düşünmüşündür ve beynin hala onu düşünmek ister ama bünyen dur der artık. düşünmek sadece düşünmek. öle konuşmayıp ya da nasıl derler donup kalıp sadece düşünmek. hep aklındaki sorulara bir cevap aramak ama sorarsın sorarsın sorarsın hep sorarsın kendine ve her soruda bir niye? veya neden? geçer! ama düşünüldüğü gibi kolay değildir soruların cevapları, sonra başlar cevaplanmaya sorular, öle cevaplar alırsın ki seni tatmin etmez bunlar ve tekrar sorarsın tekrar ama hep aynı cevaplar alırsın. birden aklına acaba geride bıraktıklarımda mı diye düşünürsün ve geriye dönersin. ararsın ararsın hep ararsın nerede diye ama geride bıraktıklarında bir şey bulamazsın.
bazen öle anlar gelir ki ben galiba bazı seyleri yeniden yaşıyorum dersin ve birden bağırırsın dejavu bu diye; dejavu! dejavu! dejavu!... sanki küçük çocuklar gibi birden aklına eski gunlerin gelir çocukluğun: dersin ne güzel di mi? bir anlık mutluluk duyarsın hani nasıl derler yağmur da yüzüne vuran yağmur damlaları gibi ve bağıra bağıra şarkı söylemeye.
düşünürsün en son ben şimdi ne yapıcam? ne yapmam? gerekiyor diye. işte sonun başlangıcı da budur ya hiç bir şey birbiri ile bağlantılı değildir diye düşünürsün ama en alakasız şey bile bir biri ile bağlantılıdır. buna kader, senin yazın dersin sonra