hareketin başındakilerin çoktan sesini çıkardığı durumdur: bizi kimse bu tuzağa çekemeyecek demişlerdi. çok açık konuşayım, ülkücüleri genel olarak severim. öcü değildirler, bu toprakların insanıdırlar. ama siz de çok iyi biliyorsunuz ki ülkücüler, aynı zamanda da kolay gaza gelebilen ve zor dizginlenen bir topluluk. itüdeki ilk senemden hatırlıyorum. maçkadaki ydy binasını basıp bir kaç kişiyi yaralamışlardı. hem de pala, zırh gibi bir kesici alet kullanarak. olaydan bir zaman sonra ülkücü arkadaşlara sordum, neden böyle saçma sapan bir eyleme kalkıştıklarını. çok da tepki toplamıştı çünkü. ülkücü arkadaş şöyle dedi: bizim hiç haberimiz yoktu, bir arkadaş elinde kesici aletle gelmiş. biz o kadar büyük bir şey tasarlamamıştık, o arkadaş bıçağı (veya o aletin ismi neyse artık) çıkarınca iş büyüdü. yoksa biz de böyle olsun istemedik. onun pervasızlığı hepimizi yaktı, o arkadaşı da hareketten ihraç ettik zaten.
açıkçası arkadaşa inanmıştım, yalan söyleyeceğini düşünmüyorum. zaten uzaklaştırma falan da almışlar vs. demem o ki ülkücülerin içerisinde böyle psikopat adamlar var, ve bu adamlar ortalığı kana bulayacak, akılsız işler yapacak, patlamaya hazır bomba kıvamındalar. işin kötüsü, bu adamları kendi halinde bırakacak, onlara prim vermeyecek bir yapıda da değil ülkücü gençlik. en ufak bir olayda kontrolden çıkabiliyorlar, kavgada arkadaşlarını yalnız bırakmamak adına işin çığırından çıkmasına sebep olabiliyorlar.
o yüzden bir "dost" tavsiyesi olarak diyorum ki, gelin liderinizin sözünü dinleyin. yok illa sokağa ineceğiz diyorsanız da yukarıda yazdıklarımı dikkate alın. biliyorum, bir çoğunuz da vicdanlı adamlarsınız. allah korusun, pişman olacağınız işler yapmayın. yiğitlikten ödün vermemek adına insanlıktan çıkmayın. memleketin çivisi çıktı zaten, bir de siz başımızı ağrıtmayın. biliyorum çok kızacaksınız bu yazdıklarıma ama yazdığım her cümlede bir yaşanmışlık var, ondan emin olabilirsiniz!