Orjinal hikayeyi dinleyince allahım beynimden vurulmuşa döndüm. Sezai Karakoç'u o meşhur gurur hikayesi *** üç beş delinin kuyuya attığı taşlardan ibaretmiş.. ilkokuldaki edebiyat hocasından dinleyince haftalarca aklımdan çıkmamıştı büyük aşkları. "Naptın sen sezai, hiç olur mu sezai, bak öldü kız kahrından sezai" diye düşüne..
Sezai Karakoç'un ping pong masası şiirinin neredeyse yarım Asır sonra aşığının başka bir adamdan olma kızının satır aralarındaki ifadeyle çözümlenmesi de hayatın cilvesi olsagerek.
Bir de şu malum garanti bankası reklamı. Hayallerimdeki monna rosa'yı yıktın be muazzez. Diriliş dergisi bangır bangır 'banka ve içki reklamı yayınlamıyoruz' derken banka reklamında oynanır mı ?? Sen monna rosa'sın.. aşka saygısızlık gibi olmasın da ha bizim köşe başındaki Hüsniye teyze, ha sezai Karakoç'un büyük aşkı muazzez akkaya şu an gözümde.. **