takyon

entry10 galeri
    8.
  1. takyonlar, varlığı sadece matematiksel olarak tartışılabilen tanımlamalardır. ortaya çıkmalarının en büyük sebebi kütle-enerji denklemidir.

    hepimizin bildiği, belki de fizik tarihinin en önemli formüllerinden birisi olan kütle-enerji formülü, einstein ın meşhur e=mc² sidir. bu, kütlesi var olan bir cismin sahip olduğu enerjinin, ışık hızının karesi ile doğru orantılı olduğunu gösteren bir tanımlamadır. gözlemlenebilen evrendeki bütün cisimlerin kütlesi reel sayılarla ifade edilebildiğinden, yani denklemin sağ tarafındaki bölüm sürekli pozitif olduğundan, bu kuram, yani kütlenin daima eneriye çevrilebileceği, günümüz fiziğini temel taşlarından birisini oluşturmuştur. işte takyonlar, bu denklemden 'kütlesi reel olmayan bir cisim' tanımı yapılması üzerine ortaya çıkmıştır, daha doğrusu, denklemin sağ tarafının pozitif olmadığı farazi bir durum düşünüldüğünde, kütlenin tanımı reellikten çıkmıştır.

    biraz daha açalım, yukarıda bahsettiğimiz e=mc², albert einstein ın genel görelelik teorisi olarak geçmektedir, kütlelerin maksimum enerjilerinin ışık hızı ile olan ilgisini ve ışık hızına yakın hızlarda kütlenin-enerjiye dönüşeceğini, bu sebepten dolayı reel bir kütlesi olan hiç bir cismin ışık hızına ulaşamayacağını ispatlamıştır (bunun ispatı için güneş ve dünya arasındaki ışığın hızından yararlanarak dünyanın dönüş hızını hesaplama ve bunun sağlamasını yapmak gerekiyor. isteyen araştırabilir). ancak her teorem gibi bu teoremin de istisnaları mevcut, bunlardan bir tanesi de özel görelelik kuramı dır.bu kuramdan bahsederken;

    ilk hali e = m . c² olan teorem,

    e = [m.c²] / (1- v²/c²)^1/2] olarak evrim geçirmektedir.

    yani ilk teoremdeki kabullere, bir de cismin ilk ve son hızı arasındaki fark eklenmiştir, buradaki v değeri cismin ilk hızıdır, genel görelelik kuramında da ilk hız genelde 0 kabul edildiğinden formül otomatikman e=mc² ye dönüşmektedir. işte konunun en önemli noktası burasıdır, çünkü soru buradan çıkmıştır. bu denklemdeki v değeri c değerinden fazla olduğu durumda, e sonsuza doğru yakınsamakta ve e değeri sonsuza doğru yakınsadığından, maddenin kütlesi reel yani tanımlı evrenden çıkmaktadır. ancak v değerinin c değerinden fazla olması demek, bir cismin ilk hızının ışık hızından fazla olması demektir ki, bu şekilde bir cismi ne gözlemleyebiliriz, ne de onunla ilgili herhangi bir ölçüm yapabiliriz. çünkü maddenin yapısı, bu hızlarda tamamen değişmekte, ortam ve uzay-zaman ile ilgili varsaydığımız bütün kuramlar devre dışı kalmaktadır. bu da klasik reel sayılar evreninde belirtilemeyen, ancak karmaşık sayılar evreninde ifade edilebilen bir çeşit tanımlamalar doğurmaktadır.

    ne demiştik, heh tanımlamalar. işte bu sebepten, yani denklemdeki bir varsayım üzerine oluşan ve imkansızlığı ya da varlıkları ispatlanamadığından dolayı takyonlar sadece matematiksel tanımlar olarak kalmaktadır ve uzun bir süre de o şekilde kalacaktır. çünkü özel görelelik teorisinin geçerli olduğu hızlarda uzay-zaman eğrisi dediğimiz şeyin değişmesi, zaman dediğimiz kavramın mekan ile yer değiştirmesi, maddenin bulunduğu evren ile tamamen aynı özelliğe sahip olması, bir şeyin aynı anda hem olup hem de olmaması gibi tamamen gözlemlenebilen evrenin dışında ama kuramsal olarak var olabilmeleri ihtimal dahilinde olan bir çok olgu karşımıza çıkmaktadır. bu sebepten dolayı takyonların ne olup olmadığı konusunda henüz net bir ispat yoktur.

    meraklısına not: bu muazzam kere muazzam konu ile ilgili bu kadar sığ bir yorum yüksek ihtimalle yeterli olmayacaktır ancak araştırmacı ruhlu bünyeler için aşağıdaki konulara göz atmaları tavsiye edilir.

    (bkz: genel görelelik)
    (bkz: özel görelelik)
    (bkz: Lorentz dönüşümleri)
    (bkz: minkowski uzayı)

    bilimkurgu meraklılarına ise

    (bkz: rendezvous with rama)
    (bkz: old man's war)
    (bkz: foundation)
    0 ...