39.
-
Habilin soyu, ye, iç ve uyu;
Tanrı sana gülümsüyor hoş görerek,
Kabilin soyu, bir çirkefte dizboyu
Sürün ve öl sefalet çekerek.
Habilin soyu, senin kurbanın
Büyütüyor israfilin burnunu!
Kabilin soyu, çektirdiğin azabın
Hiçbir zaman gelmeyecek mi sonu?
Habilin soyu, gör ekininin
Ve sürülerinin iyiye gittiğini;
Kabilin soyu, barsakların senin
Gurulduyor ihtiyar bir köpek gibi.
Habilin soyu, baba ocağında
Karnını sıcak tut, öyle kal;
Kabilin soyu, küçük mağaranda
Soğuktan titre, zavallı çakal!
Habilin soyu, sev üreyerek:
Çoğalacak altının senin de;
Kabilin soyu, ey yanan yürek,
Dikkatli ol bu büyük hevesinde.
Habilin soyu, beslenip büyüyorsun
Tıpkı tahtakuruları gibi!
Kabilin soyu, üzerinde her yolun
Al götür güç durumdaki aileni.
II.
Ah! Habilin soyu, senin leşin
Besleyip büyütecek tüten toprağı.
Kabilin soyu, gereksinimlerin
Yeterli ölçüde karşılanmadı;
Habilin soyu, utancın artık:
Kılıç yenik düştü mızrağa yine!
Kabilin soyu, gökyüzüne çık
Ve at Tanrıyı yeryüzüne!
(bkz: Charles BAUDELAiRE)