(bkz: charles baudelaire) tarafından modern sanata bu denli sokulmus olan kelimedir . aynı zamanda onun efsanevi bir şiiridir .
Göğsüme gel, sen acıma bilmez, sağır can,
Tapılası kaplan, aldırışsız ifrit, gel;
Gönül ister ki titrek ellerim şu tel tel,
Derin yelenin içine dalsın bir zaman;
Senin rayihanla dolu eteklerine
Acılı başım gömülüp kalsın isterim,
Yok olup giden sevgimin koklasam derim
Tatlı küf kokusunu derinden derine.
Ölümden daha tatlı bir uykuya varsam !
Uyuyuversem ! benim neyime yaşamak
Yüreğim titremeden, bakır gibi parlak,
Pürüzsüz tenini öpüşlerimle sarsam.
Dingin hıçkırıklarımı boğup yutacak
Tek yer senin kucağının uçurumudur ;
Ağzında hep o yaman unutuş durur
Ve öpüşlerinden Lete boşanır ancak.
Yazgıma, ki bütün zevkim oldu şimdiden,
Boyun eğeceğim sonuna dek saygılı;
Uysal kurban, işlenmemiş suçtan yargılı,
işkencesi coşkusuyla daha artan ben,
Kurtulurum elbet çektiğim bu azaptan,
Nepentes*ler, baldıranlar emerek bütün
O güzelim uçlarından dimdik göğsünün,
Ki altında yürek olmadı hiçbir zaman.
* Le Lethe: Cehennemdeki ırmaklardan biri. Suyundan içen ölüler acılarını ve yeryüzü zevklerini unuturlarmış. (Unutmaktan türemiş ailegorik bir tanrıçanın adı, Hesiodosa göre kavga tanrıçası. Erisin kızı.)
* Nepentes: Eski Yunanda üzüntüye, karasevdaya iyi geldiğine inanılan bir ilaç.