charles baudelaire

entry124 galeri video1
    87.
  1. frengiyi 20 yasındayken şaşı sara diye bilinen bir yahudi fahiseden kapmıstır . tarihteki en iyi şairdir. 24 yasımda yani çok geç kesfettim diye kafamı duvardan duvara vurduğum şairdir .

    göğsüme gel, sen acıma bilmez, sağır can,
    tapılası kaplan, aldırışsız ifrit, gel;
    gönül ister ki titrek ellerim şu tel tel,
    derin yelenin içine dalsın bir zaman;

    senin rayihanla dolu eteklerine
    acılı başım gömülüp kalsın isterim,
    yok olup giden sevgimin koklasam derim
    tatlı küf kokusunu derinden derine.

    ölümden daha tatlı bir uykuya varsam !
    uyuyuversem ! benim neyime yaşamak
    yüreğim titremeden, bakır gibi parlak,
    pürüzsüz tenini öpüşlerimle sarsam.

    dingin hıçkırıklarımı boğup yutacak
    tek yer senin kucağının uçurumudur ;
    ağzında hep o yaman unutuş durur
    ve öpüşlerinden lete boşanır ancak.

    yazgıma, ki bütün zevkim oldu şimdiden,
    boyun eğeceğim sonuna dek saygılı;
    uysal kurban, işlenmemiş suçtan yargılı,
    işkencesi coşkusuyla daha artan ben,

    kurtulurum elbet çektiğim bu azaptan,
    nepentes*ler, baldıranlar emerek bütün
    o güzelim uçlarından dimdik göğsünün,
    ki altında yürek olmadı hiçbir zaman.

    * le lethe: cehennemdeki ırmaklardan biri. suyundan içen ölüler acılarını ve yeryüzü zevklerini unuturlarmış. (unutmak’tan türemiş ailegorik bir tanrıçanın adı, hesiodos’a göre kavga tanrıçası. eris’in kızı.)
    * nepentes: eski yunan’da üzüntüye, karasevdaya iyi geldiğine inanılan bir ilaç.

    (bkz: les phares)
    1 ...