buruniçi deviasyonuyla birlikte kombo şeklinde yaptırılınca insana felaket acılar çektiren operasyon. benim için hiçte güzel hatıralar yaşatmadı kendisi.
ameliyat öncesi:
her şey çok güzel. kalacağım odayı görüyorum vs. ardından hemşire gelip bana bir kağıt imzaattı ki olayın ciddiyeti orada hissetmeye başladım. imzalanan kağıt masada geberip gidersem sorumlusu benim doktor değilin uzunca resmi versiyonu. sonrasında gerekli tetkitler yapıldıktan sonra başka bir hemşire gelip hadi vakit geldi demesiyle kendimi tekerli sandalyede ameliyat odasına giden yolda buldum. içeri girdim buz gibi. masaya yattım tepedeki ışıkları sayarken adi anestezi uzmanın iğneyi vurmasıyla uçup gitmişim.
ameliyat sonrası:
titreyerek uyanıyorum. lan noluyor falan demeye kalmadan etrafımda bir sürü insanın olduğunu fark ediyorum. burunda kocaman bantlar, burun içinde kocaman iki boru. ilk başlarda bir şey anlaşılmıyor zira halen uyuşturucunun etkisi geçmediği için lan bu muymuş milletin korktuğu havada takılırken ardından geçen bir kaç sonrasında ağrılar hafif hafif başgösteriyor ve sonrasındaki bir kaç gün boyunca kesilmiyor.
ilk gece ise sağolsun kaldığım hastanedeki hemşire devamlı uyku getirmesi gereken iğneler ve ağrı kesiciler vurmasına rağmen o çıldırtan ağrılar yüzünden uyuyamıyorum sabaha kadar. ayrıca serumun takılması gereken kolumdaki aparat ise ayrı bir kıl ediyordu beni. bir şekilde sabah olduktan sonra hastaneden taburcu oldum ve arabaya atlayıp doğru eve geldim. oh bitti hepsi gibi düşünürken yemek yemeğe çalışmamla acı gerçekle karşılaştım. ne ağzım açılıyordu ne kapanıyordu. sonraki bir hafta boyuncada kesintisiz olarak çorba içmek zorunda kaldım. tabi dememe gerek yok sanırım uyumak işkenceden farksız, nefes almak, konuşmak, yürümek her bir şey acı çektiren eylemler.
1 hafta sonrası:
neyse ki geçen 1 hafta sonrasında doktor burun üstündeki fazlalıkları topladı ancak burun içindekileri bıraktı ve bana 3 gün sonrası için randevu verdi. bende sanıyorum ki kolay bir şey acımadan bitecek. neyse efendim randevu vaktim gelip gittiğimde meğer ben acı çekmemişim. o boruların burundan almasıyla dayanılmaz bir acı çektim, kendimi sıkmaktan dişimi kırdım o derece diyeyim.
diyeceğim odur ki burnunuzu sevin sayın, sakın ola ki kırmayın yoksa çile dolu günler sizi bekliyor.