7 şubat mit krizine rağmen, 3-4 ay öncesine kadar yine de kolkola yürüyen, fakat, devletin her kademesine nüfuz eden ve kendi vesayetini kurmak için 11 yıldır yürüttüğü "temizlik" operasyonundan sonra gücü kimseyle paylaşmak istemeyen akp iktidarınınn, cemaate yönelik dershane hamlesi ve nihayatinde 17 aralık sonrasında patlak evren kirli bir savaş.
bir tarafta, 2014 itibariyle üniversiteleri, orduyu susturan ve devletin bütün gücünü arkasına alan akp iktidarı, diğer tarafta ise, neler yapabileceği tam kestirilemeyen islami bir yapılanma.
her iki taraf da 28 şubat sürecinde mağdur olduklarını, medyanın karapropaganda yaptığını söylüyor; ancak ellerindeki medya gücü sayesinde aynı yolla bir algı operasyonuna girişmiş durumdalar.
akp medyası: 17 aralık operasyonunu "hükümete yönelik operasyon, hükümete darbe girişimi" gibi ifadelerle itibarsızlaştırmak için var gücüyle kirli bir algı operasyonu yürütmekte. daha 4 ay öncesine kadar, yazarları cemaatin icraatlarını öven yazılar yazarlardı; türkçe olimpiyatları saçmalığını göklere çıkarırlardı. düne kadar kahraman savcı dedikleri zekeriya öz'ü karalamak için, dubai'ye muhabir gönderip kaldığı odayı, girdiği saunayı bile gösterdiler. türkiye cumhuriyeti devletinin bir savcısının başlatmak istediği operasyon için "kanunsuz, yasadışı operasyon" dediler.
cemaat medyası: dershane krizi patlak verdiğinde muazzam bir karapropagandaya giriştiler. 2004 mgk belgesi, 2013'ün en güzel golüydü bence. fakat 17 aralık sonrasında, akp medyasının akıllara zarar karalama kampanyası karşısında daha itidalli yayınlar yapıyorlar. genelde savunmada kalıp, 28 şubat'ta mağdurları oynayan ama 28 şubat'takinden daha beter bir algı operasyonuna girişen akp medyasının iftiralarını savuşturma derdindeler. fakat giderek sertleşmekte yayınları.
işin en komik tarafı ise şu: devlet içindeki bu yapılanmaya, bu tehlikeli islami yapılanmanın devlet içerisinde örgütlenmesine izin verenin, göz yumanın da, bundan şikayet edenin de akp iktidarı olması.
bakın, dershane krizinin tam ortasında "cemaat ne getirdi de geri gönderdik" diyordu rte. ancak aynı camiaya 2 ay sonra çete, örgüt, paralel yapı, haşhaşi vb. diyen yşne kendisi. yine akp'nin çok saygın(!) milletvekillerinden birisi "emniyeti, yargıyı cemaate verdik" diyordu 2 ay evvel. ama rte'den izin almadan tuvalete bile gidemez duruma gelmiş akp seçmeni bunları görmekten, anlamaktan aciz.
yazıyı, bu başlıkta kimsenin değinmediği bir şeyi belirterek noktalamak istiyorum. akp'den sandık yoluyla kurtulmamız mümkün. peki bu tehlikeli yapılanmadan nasıl kurtulacağız? bütün bu kirli savaşın belki de tek iyi yönü, bu yapılanmanın bir şekilde tasfiyesi. ama intikam alma, ama çıkar çatışması.