Geçenlerde hastanede müdahale odasının
önünde bekliyoruz, düzensiz bir sıra, ama
yine de sen benden öncesin, ben senden
sonrayım gibi bir sıra yapmayı becerdik. o
kurduğumuz düzen her hasta giriş
çıkışında kapıya yığılmayla birlikte
bozulacak gibi olsa da kapı kapandığında
yine sıranın sağlandığını görüyoruz. derken
sıra bir türlü gelmez oldu, giren bir saat
çıkmıyor, çıkanlar da farklı.
Bu iş böyle olmaz diyerek girdim odaya,
odaya açılan başka bir kapı daha var,
oradan torpilli hastalar giriyor. vay sen
misin bunu bize yapan diyip bağırıp
çağırdım, suçlu olan personeller kendilerini
belli edince saldırdım bunlara, elime ne
geçirdiysem suratlarına fırlattım. kadın
erkek demeden kollarını büktüm, dizlerimle
sektirdim, saçlarından tutup duvara
defalarca vurdum yüzlerini. bir yandan
dikişli karnımı tutuyor, bir yandan tek
kolumla düşmana sert müdahalelerde
bulunuyordum. kavgamız odadan dışarıya
taştı, hastanenin diğer personelleri de geldi
üzerime, bi ona bi ona, bi ona bi ona,
derken güvenlik de karıştı olaya, kıvrak bir
hareketle elinden copunu aldım, o şaşkınlık
içerisindeyken ters çevirip yere
yatırdım.benden gaz alıp heyecana gelen
sinirli bir kaç vatandaşı tembihleyip "bunu
bu konumda tutun, arkasına dönmemesini
sağlayın" dedim, tamam dediler. tüm bunlar
saniyeler içerisinde oluyorken ben yine
döndüm, "bana başhekimi getirin yoksa
alayınızı ipe dizerim" dedim. tabi hastaneyi
babasının malı gibi görüp üzerime
çullananlar oldu yine ve güçlü
yumruklarımdan nasibini aldılar. kimi
üzerime hınçla geliyor ve tek bir hamleyle
camdan dışarıya fırlatıyordum, hastanenin
acil servisi şimdi yaralı personel için
düğmeye basmıştı. karnımdaki dikişler
açılmıştı, müdahale odasına koştum hızlıca,
gerekli malzemeyi alıp çıktım dışarıya,
herkes beni izlerken karnımı diktim, sonra
polisler geldi, onlara başhekimi istediğimi
söyledim. "başhekim diye bir şey yok"
dediler. "nasıl yok lan, bu şatonun bir
kont'u yok mu " dedim.
Bir anda kolumu tıklatan teyze "sıra sende
oğlum hadi" diyip dürttü beni, hastanenin
nefret ettiğim o yapısı içinde doğaçlama
gelişen bu hayalim sona ermişti, içeriye
girip sıkıntımı anlattım, reçetemi alıp çıktım.