5411 sayılı Bankacılık Kanununun 'itibarın korunması' başlıklı 74'üncü maddesinde, '5187 sayılı Basın Kanununda belirtilen araçlarla ya da radyo, televizyon, video, internet, kablolu yayın veya elektronik bilgi iletişim araçları ve benzeri yayın araçlarından biri vasıtasıyla; bir bankanın itibarını kırabilecek veya şöhretine ya da servetine zarar verebilecek bir hususa kasten sebep olunamaz ya da bu yolla asılsız haber yayılamaz.' hükmü ile bankaların itibarının korunması amaçlanmış, Kanunun 158'inci maddesi ile de söz konusu yükümlülüğe aykırı davranış "Bu Kanunun 74 üncü maddesine aykırı davrananlar bir yıldan üç yıla kadar hapis ve bin günden
ikibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Yukarıdaki fıkrada yazılı fiil neticesinde özel veya kamusal bir zarar doğarsa verilecek ceza altıda bir oranında artırılarak hükmolunur." şeklinde cezai yaptırıma bağlanmıştır.
yorumumu sorarsanız: eğer bddk özerkliği korunur ise türkiye'de herhangi bir bankanın batması çok düşük olasılıktır!
yine de piyasalarda bilinen bir işadamından duyduğum bir sözü aktarayım.
"ben Allah'tan ve devletten korkarım".
devlet/hükümet isterse kendi eliyle bir bankayı batırabilir.
bankacılık sekötürü güvene dayalı bir sektör olduğu için bir bankanın batması tüm sektörü etkiler!
yastık altında dururken ekonomiye kazandırılan paranın /altının tekrar yastık altına dönmesine neden olur!
zaten tasarruf oranı düşük olan ülkemizde mevcut tasarruflar da yastık altına kaçarsa dışarıdan "para dilenmek" zorunda kalırız! (ülke zaten dışarıdan gelen parayla finanse ediliyor ancak bu sefer bu paranın faizi ve şartları daha ağır olur!)
son dönemde akp buna yönelik adımlar atıyor. ali babacan bile bunun bir çılgınlık olduğu konusunda hemfikir!
habertürk'ten yavuz semerci "devlet eliyle banka batırmayın" diye sürekli yazıyor!
buna karşın takvim, akşam, sabah gazetelerinde ve sosyal medyada sürekli banka aleyhine dezenformasyon var.
