dersaadet'in limanı burada olduğu için ticaretin kalbi buralarda atarmış eskiden. gemicilerin ve ayyaş yurtsuzların mekanıymış karaköy.
galata kulesinden tophane'ye kadar karaköy'dür. binbir çeşit bina binbir çeşit insan vardır bu topraklarda. belki istanbul'un en kozmopolit semtidir karaköy. eski yapılarda ceneviz mimarisi dikkat çeker. osmanlı câmileri daha çok klasik stildedir. tabii geç dönem çeşmeler falan daha çok avrupa mimarisiyle yapılmış barok tarzındadır. tophane meydan çeşmesi pırıl pırıl dimdik ayakta durmaktadır. hemen yanında kılıç ali paşa camii çeşme'nin yoldaşı..
bankalar caddesi çok ünlüdür karaköy'de. o binaların ihtişamı altında ezilirsiniz. birdenbire tarih canlanır gözlerinizin önünde. o cadde bile büyülenmiş bünyeyi 200 yıl geriye döndürmeye yeterli olur. bankalar caddesinden yukarı tünele doğru çıkarken önce yılanlı merdivenden geçersiniz. aslında o merdivenin ismi yılanlı merdiven değil ama yılan gibi, minare merdivenleri gibi kıvrılmış bir vaziyette yapılmış olduğu için ben o ismi taktım.. sonra avusturya lisesi gelir ve avusturya hastanesi. eski yapılardır bunlar yine. karaköy'ün beyoğlu'na çıkan sokakları dardır. her sokak bir gizemle nikah kıymıştır kendi çapında. şeriate uyup birden fazla gizem barındıran osmnalı sokakları da vardır.
bazı binaların üzerinde anlayamadığınız dillerde yazılar vardır. bin yıllık latince ve arapça yazılar artık siyaha çalan taşın üzerinde ben buradayım diye bağırır. ağır ağır yürürsünüz tünele doğru. yokuşları diktir galata'nın. insanın bu yokuşlarda denize olan sevdası karşı konulmaz bir hâl alır. deniz kollarını açmış sevgili misali çağırır beklentisiz... sonra birdenbire bir köşebaşından sonra galata kulesi karşılar sizi. ansızın karşınıza çıkar ve heybetiyle sizi titretir. turistlerle ve peşlerinde ekmek parası avcılarıyla doludur galata meydanı. oradan sonrası beyoğlu'dur zaten..
karaköy'ün içinde her türlü ibadethane bulunur. camiler, kiliseler, havralar hepsi el ele denizi selamlarlar. hepsi bir dinin tarihini karaköy siciline işlemişlerdir.
güzel semttir vesselam... anlat anlat bitmez ki... gelip görmek yaşamak, tatmak, hissetmek, koklamak gerek...
