tuhaf şeyler düşünmekle meşhurdur :
Kâat helvası yesem her gün diye düşündü
5 yaşında.
Mektebe gitsem diye düşündü
10 yaşında.
Babamın bıçakçı dükkânından
Akşam ezanından önce çıksam diye düşündü
11 yaşında.
Sarı iskarpinlerim olsa
kızlar bana baksalar diye düşündü
15 yaşında.
Babam neden kapattı dükkânını?
Ve fabrika benzemiyor babamın dükkânına
diye düşündü
16 yaşında.
Gündeliğim artar mı? diye düşündü.
20 yaşında.
Babam ellisinde öldü,
ben de böyle tez mi öleceğim?
diye düşündü
21 yaşındayken.
işsiz kalırsam diye düşündü
22 yaşında.
işsiz kalırsam diye düşündü
23 yaşında.
işsiz kalırsam diye düşündü
24 yaşında.
Ve zaman zaman işsiz kalarak
işsiz kalırsam diye düşündü
50 yaşına kadar.
51 yaşında ihtiyarladım dedi,
babamdan bir yıl fazla yaşadım.
Şimdi 52 yaşındadır.
işsizdir.
Şimdi merdivenlerde durup
kaptırmış kafasını
düşüncelerin en tuhafına :
Kaç yaşında öleceğim?
Ölürken üzerimde yorganım olacak mı?
diye düşünüyor.
Burnu sivri ve uzun.
Yanaklarının üstü çopur.
Denizde balık kokusuyla
döşemelerde tahtakurularıyla gelir
Haydarpaşa garında bahar.
Sepetler ve heybeler
merdivenlerden inip
merdivenleri çıkıp
merdivenlerde duruyorlar.