özdemir ince

entry82 galeri
    14.
  1. nazım hikmet hakkında:

    OZAN

    I.

    Kar yağdı bütün kış. Bir ağır düş.
    Kar yağdı bütün kış kederli ülkemize
    ormanın soluğu ıslak toprakla birleşti
    karayel budayıp geçti bütün yamaçları
    ak kefenler sarardı ve çürüdü durup dinlenmeden
    buruştu çocuklar silinip gitti çoğu
    kızamık gülleri açmıştı omuzlarında

    Kar yağdı bütün kış
    ve ben düşledim seni
    Ülkemiz yurdumuz sevdamız kardeşliğimiz
    ülkemiz yurdumuz aydınlığımız gençliğimiz
    yedi yaşında otuz yaşında yetmiş yaşında
    çağların tuzlu kemiklerinde birleşen
    ülkemiz yurdumuz yani yenilmez umudumuz
    ülkemiz yurdumuz kocamayan gelinimiz
    yazan kalemimiz öfkeli sevincimiz
    alın yazımız bitmez çilemiz

    Ülken ve yurdun
    ıslak hücreler dar odalar ağır anahtarlar
    yetesin diye bu taşlar ormanında
    kulak zarın yırtılsın diye sessizlikten
    sararsın diye sesin demir parmaklıklarda
    kireç tutsun paslansın diye eklem yerlerin
    ülkeler ve yurtlar kurdular sana
    kara anahtarlar ve soğuk odalardan

    Kar yağdı bütün kış
    kederli ovaya

    Bir madenciydin ayağa kalkışınla
    bir sabır yarattın köylü duyarlığınla
    dostlar her zaman dost olmasa bile
    metrelerle ölçülse de genişlik
    bir işçi bir köylü gibi yaşadın günü-geceyi
    umudun işçisi sabrın köylüsü
    bayram yeri gibi onurlu yüreğin
    dostlara pay ettin yıllar boyunca.

    II.

    Sen memleketten uzak
    hasretin bir türlüsüyle delik deşik yürek
    dalgın yorgun ve yalnız
    bir otel odasında
    malın-mülkün olmadı
    hasretten başka

    Sen memleketten uzak
    hasretin bin türlüsüyle delik deşik yürek
    dalgın yorgun ve yalnız bir otel odasında
    tepeden tırnağa âşık
    sevilen her kadına
    tepeden tırnağa âşık
    mavi tana köpüren suya yeşeren ota
    kırmızı balıkların

    Kara gözlü karıncaların dostu
    trenlerin uçakların vapurların eksilmez yolcusu
    on dokuzunda delikanlı
    altmışında delikanlı
    usanmaz ve uslanmaz sevdalı
    belki Paris'tesin St. Michael Rıhtımı'nda
    hava güneşli ve sancımıyor yüreğin
    sen memleketten uzak
    hasretin bin türlüsüyle delik deşik yürek
    bir güvercin gibi geçer istanbul
    mavi gözlerinin içinden
    Sarayburnu Kadıköy Gülhane Parkı
    bir acı sözünle geçer
    mavi kederli gözlerinin içinden
    belki uçarsın karlı Ukrayna ovalarını
    aklında Tuz Gölü Konya Ovası
    aklında ülken sekiz bin metre yukarlarda
    Lejyonerler Köprüsü'ndesin belki Prag'da
    Vıltava suyunun köpüklerinde gözün
    ama aklın istanbul'da Beyazıt Meydanı'nda
    Bursa'da Çankırı'da Diyarbakır'da
    yaşarsın en belalısını sanatların
    yaşlı yorgun ülkenden uzak
    ekmeğini kendi öz kanına banarak
    kederli bir ırmak gibi çoğalarak
    kendi sıcak dost masmavi denizlerinden uzak
    yaşarsın en kanlısını sanatların

    Sen memleketten uzak gurbet işçisi
    hasretin bin türlüsüyle yaralı ozan
    senden öğrendim umudun söz dizimini
    senden öğrendim inancın tatlı dilini
    sen on dokuzunda sevdalı ve delikanlı
    sen altmışında sevdalı ve delikanlı
    sen memleketten uzak gurbet işçisi
    hasretin bin türlüsüyle yaralı ozan
    ustam benim! hasretlerin, ayrılıkların ozanı!
    1 ...