ben bu yazıyı köpeğime yazdım

entry65 galeri
    46.
  1. yazarların köpeklerine söylemek istedikleri cümleler bütünüdür.

    lucky.

    seni izmirden mersine kadar bir kutunun içinde şoförün hemen yanında kardeşinle koyun koyuna getirdiler. barınaktan henüz 38 günlükken çıktın ve kucağıma geldiğin ilk an mersine güneş yeni doğuyordu. sen dünyadaki 39uncu gününe gözlerini kucağımda açtın. göğsüme yattın ve ben seni bir bebek gibi özenle tutup, tüm gün temmuz sıcağında kavrulsam da göğsümden bir an bile kaldırmadım. annenden ayırdığım için özür diledim senden her gün. ben de o yaz annemden sonsuza dek ayrılma korkusuyla yaşıyorduk çünkü. annem hastanede tedavi görüyorken teyzemin hediyesi olarak para karşılığında geldin sen. lucky'im. oğlum. kendimi hiç affetmedim ben. nolur sen affet ama.

    şanslı olacaktın sen minik köpeğim. bu yüzden koydum ismini. ben ders çalışırken masamın üstünde gezinip sabahları seni öpüp koklayarak geçirdiğim her an ikimiz de çok şanslı olacaktık çünkü. izmir arabası otogara girdiği an koşup kutuyu açtığımda iki minik köpek baktı gözlerime zeytin zeytin. o kadar kırılgan görünüyordun ki. hemen seni aldım kucağıma. çığlıklarıma bütün otogar toplanmıştı başımıza. hatırlıyorsundur sen de. kardeşini de kuzenim aldı kucağına ve eve gidene kadar isimlerinizi bulmaya çalıştık. biliyorum sen de annemi çok sevdin. ben kuru mamaları yemeye zorlarken seni o hasta yatağından kalkıp senin yiyebileceğin bir mama yapıp yedirmişti. henüz yürüyemiyordun bile. ama o yaz öyle hızlı büyüdün öyle hızlı koştun ki. üstelik kardeşin gibi yaramaz değildin. hep göğsümde uyudun. kardeşin balkonun kenarındaki dolabın altına sıkışıp orada uyurken sen hep bana sadakatini gösterdin boynumda alıp verdiğin nefesinle.

    yanıma yaklaşan erkekleri koklayıp minicik dişlerinle şortlarını kemirip durdun hep. bana o kadar sahip çıktın ki. ağladığımda kucağıma oturup gözlerime baktın dakikalarca. konuştuklarımı anlar gibi boynunu büküp, gözlerini kırpıyordun bazen de. ama bir süre sonra seni kardeşinden de ayırdım ben. siz ayrılırken bir daha görüşemeyeceğinizi yemin ederim biz de bilmiyorduk oğlum.

    gözyaşım dinerse devam etmeye çalışacağım yazıma.

    yaz her şeyiyle eğlenceli geçti ikimiz içinde. ben her gün beslenmenle, eğitiminle, yaşam tarzın, yeteneklerinle ilgili o kadar çok makale okudum ki. o kadar çok veterinerle konuştum o kadar özen gösterdim ki. ama yetmedi lucky bu. harçlığım o zaman sana mama almaya bile yetmiyordu. hep en ucuz mamaları alabildim. miniciktin sen de. evde çişini tutamıyordun bir türlü. batırıyordun her tarafı. annem görmeden kaç kez yer sildim sen gördün. kardeşim astım diye doktor evdeki köpeği gönderin dedi işte. benim bi suçum yok ki. yine de direttim hep bir kaç ay daha seni sakladım evde. sonra çekmecenin üstüne çıkıp ordan düşüp ayağını incittiğinde babama veterinere gidelim diye yalvardım. iyileşir o iyileşir dedin. sen tam 1 ay seke seke koştun bana. acı çektin. ben çekmedim mi sanki lucky :/ ben de çektim yemin ederim. ben okula gidince babam seni halamın evine götürüp odunluğa kitlemiş. elimle koymuş gibi buldum seni ordan. koşa koşa halamın evine gidip odunluğun kapısında sen ağlerken ben de ağladım bağıra bağıra. babam halamın bahçesine bağladı seni. beni de ağlata ağlata arabaya bindirdi unut şu köpeği diye. unutabildim mi sanıyorsun. her gün kahvaltımı bile etmeden sana koştum. sen de halamın evine girip talan etmişsin ama :/ halam da attı seni bahçesinden. yeniden eve soktum seni. bu bardağı taşıran son damla oldu. babam seni alıp arabaya bindirip hiç bilmediğim ve hiç bir zaman da bilemeyeceğim bir yere götürüp bıraktı. bugun öğrendim bir köye bırakmış. dünyanın en şanssın cocker spanielı olarak bir köy tabiriyle davar köpeği oldun. izini bile bulmama izin vermedi babam. gelince bulmaya çalışacağım seni lucky. saklanma olur mu? tabi eğer hala ölmediysen. bu ihtimali düşünmek bile istemiyorum lucky. seni gerçekten çok özledim. marketten çilekli danino alıp oyunla şarkıyla yediğimiz günleri özledim. salonun orta yerine yaptığın çişini temizlemeyi bile özledim. en önemlisi bana minnetle bakışını özledim. güzel şartlarda besleyemediğim halde beni koşulsuzca sevmeni özledim.

    özür dilerim lucky.

    gerçekten çok özür dilerim.
    2 ...