insanın allah'ın indirdiği ile hükmetmesinin günah olması mümkün değil. insan heva ve hevesleri ile şeriat adı altında hükmetmesi hem zalimlik, hem günah, hemde vebale girmektir. gerçekte şeriat ''hukuk sistemi'' demektir. şeriatın geniş anlamı olarak allah'ın kanunu denildiği zaman; tabiat kanunları ve vahiyle gelen emir ve yasaklar olarak algılanmalıdır. allah'ın kudretinde olan tabiat kanunlarında kulların yapacağı şükür ve duadan başka yapacağı sadece tedbir vardır. emir ve yasaklar hükümleri kendi aralarında 3'e ayrılmıştır. birincisi, kişiye ait özel hükümlerdir. ikincisi, karşılıklı iki insan arasında olan suç ve cezalardır. üçüncüsü, kamu hukukudur. toplumu idare eden ve sosyal yaşantıyı ilgilendiren yönüdür.
--spoiler--
Biz Azimüşşan bu kitabı, yani Kurân-ı Kerimi önündeki kitapları tasdik edici ve onlara şahit olsun diye sana hak üzere inzal buyurduk. Sen de onların aralarında Allah'ın indirdiği şeyle hükmet. Size hak ve adaletle hükmetmen için Allah'ın ayetleri geldikten sonra heva ve hevese kapılarak onların arzularının arkasından gitme. Biz her biriniz için bir kanun ve şeriat tayin ettik. Allah dileseydi sizi bir ümmet yapardı. Ancak Allah diledi ki her birinizi verdiği şeyle imtihan etmeyi murat etti. O halde durmayın, hayırda yarışın. Sonunda hepiniz Allah'ın huzuruna döneceksiniz. Allah da sizin ihtilafa ve ayrılığa düştüğünüz hususlardaki gerçeği size haber verecektir (Mâide, 5:48) buyurur.
--spoiler--
