o kadar çok özledim ki bu diziyi anlatamam.
bazen aklıma geliyor, düşünürken buluyorum kendimi...
o kadar merak ediyorum ki.
sanki bu dizi değil de o karakterler gerçekten var.
emre kınay değil de yusuf sanki...
zuhal olcay sadece olcay.
özgü namal duru...
ruhi sarı ömer...
ve niceleri...
rahmetli meral okay...
duru diyorum gelip bulmuş mudur ömer'i?
yusuf gittiği yerlerden dönmüş mü?
ali iyi midir?
olcay mutlu mudur?
öyle bir diziydi yeditepe istanbul...
şimdi "dizi" diye yayınlananlara bakınca kıymeti daha fazla anlaşılandır.
onlarca unutulmaz unutulmayacak repliğiyle içimizde bir yerde kalacaktır.
keşke bi bölüm yayınlansa yıllar sonra...
çözülse bütün sorular benim için.
edebiyat'ın klasikleri neyse televizyon klasiği budur.
unutulmayan repliklerden örnekler:
"aynı okla yaralıyız ya biz aynı göktaşı geçti yanımızdan onun sersemliği sürüyor hala."
"benim tek işim seni sevmek. tek işim ve bütün gücümle."
"öyle bir bak ki bana gelmem için başka mazeret gerekmesin."
"çok şey vaad edemem ama mutsuzluk garanti."
"sana anlamlı bir cümle kurmak istiyorum. daha sonra bu cümleyi anlamak için sana vermek istiyorum...."
"sorma olcay, insan sürekli hüzünlü şarkılar çalınca kaçamıyor hüzünden..."
"bir şeylerin yerine birbirimizi koyduk. birbirimiz kadar değerli şeylerin yerine, olmadı. artık şimdi kimse sığmaz oraya."
"hayat sahip olduklarımızın dışında kalanlarmış meğer."
"bazen kendine yapacağın en büyük iyilik,elindekilere sımsıkı sarılmaktır."