üşütürmüş karanlık en sıcak havada bile. boşlukmuş çünkü, girdapmış karanlık. ve üç beş mutlu anıyı taş diye sektirdiğin bir deniz kıyısıymış mehtaba karşı. karanlık soğuk bir suymuş ayaklarını sokup çırptığın.
ve nefesmiş karanlık, soğuk bir nefes ama... içine çekince ciğerlerini hem doldurur, hem de dondururmuş. hayat diye solutup, yalnızlık diye bırakılan bir nefesmiş. çektikçe çekesin gelen bir kış gecesiymiş içine.
ve zifiriymiş, zifirmiş... zahiriymiş, zahirmiş... ve zehirliymiş, zehirmiş...