sözlük yazarlarının itirafları

entry163165 galeri video563 ses32
    92539.
  1. üniversite 1.sınıftaydım.

    ilk dönem yurtta kalmıştım ama okula o kadar uzaktı ki. şöyle tarif edeyim yurdun hemen aşağısındaki caddesinde "bursa'ya hoş geldiniz" yazıyordu. hırsızlık olayları filan derken ayrılmaya karar verdim ve ikinci dönem eve çıktım.

    bir gün otobüste giderken yanıma yurttan arkadaşlar geldi. selamlaştıktan sonra sordular:

    -ee hezaran ev hayatı nasıl abi? biz de arkadaşlarla yurttan çıkmayı düşünüyoruz da yemek işi filan nasıl oluyor,sıkıntı çekiyor musun?

    ben tam bu soruyu cevaplayacakken yaşlı bir teyze bindi otobüse ve ben ona yer verdim. bana soru soran arkadaş ise teyzenin yanında oturuyordu.

    -abi sana son yemeğimi anlatayım. mercimek yapacağım o gün. yağı koydum tencereye. tarifte yağ biraz kızınca salçayı koyun yazıyordu. ben o kızmayı kaynama anlamışım. bekliyorum ki yağ kaynasın su gibi fokur fokur. baktım kaynayacağı yok bu yağın ben dedim salçayı katayım. dememle ağzından ateş çıkartan cambazı görmem bir oldu. allah'tan ben yanmadım. birden alev yükseldi tencereden. salça kırmızıyken evrim geçirip siyah oldu. mutfak salon dumana boğuldu. ben tutuştum tabi.

    tabi bu arada arkadaşlar dışından gülüyor içinden "salak la bu" diyor. öyle üç beş lafladıktan sonra arkadaşlar indi. ben de yer verdiğim teyzenin yanına oturdum.

    teyze diyorum ya tam bir teyze tipi var kadında. bildiğiniz anadolu kadını. orta yaş,yüzünde bir gülümseme ve tam anlamı ile bir insan hassasiyeti.

    -yavrum demin konuştuklarınızı dinledim de benim de kızım var. o da üniversitede okuyor. o geldi gözümün önüne. sen telefonunu versene bana. ben seni ve arkadaşlarını bir gün yemeğe alayım. hem sen bana en sevdiğin yemekleri de söylersin ondan hazırlarım.

    tabi beklemediğim bir teklifti ve gözümün önünden o anadolu teyzesi imajı gitti,3.sayfadaki organ kaçakçılığı haberleri geldi.

    -teyze sağolun size de zahmet vermeyelim şimdi. derken içimdeki şüphe ile boğuşuyordum.

    teyzenin ısrarı ile verdim numaramı. o da çantasından çıkarttığı defterine yazdı. tabi nohut yemeği ve yanında yoğurt olursa iyi olur sözümle beraber...

    ertesi gün telefonum çaldı ve arayan teyzeydi. yarın için yemeğe davet etmişti. hangi otobüse bineceğimi filan söyledi. o karşılayacaktı bizi. birkaç arkadaş büyükşehrin getirdiği o güvenmeme ilkesine teslim olarak türlü bahaneler ile gelmedi. ve biz de 3 arkadaş bindik otobüse.

    teyze bizi karşıladı. evine götürdü. evi orta gelirin biraz altında yaşayan insanların evindendi. durumu o kadar da iyi değildi,belli. ama o,bunu bahane ederek iyilik yapmaktan kaçınmamıştı.

    mercimek çorbası vardı yemekte. * yanında nohut. et pahalıydı. o yüzden az katabilmişti yemeğe. yoğurt da vardı turşu da. bir de pasta yapmıştı. tatlısız olmazdı tabi. elindeki imkanlar sadece bisküvi üzerine krem şantiye yetmişti... ardından çay içtik. çocuğunu işten çıkartmışlar meğer kriz dolayısı ile. gelini torunları hep beraber kalıyorlarmış. her cuma hatme katılıyormuş mahallede. benim de yavrum var dedi. siz de ana kuzususunuz. bir gün olsa ev yemeği yediniz ne güzel dedi.

    o gün o teyzenin yüzündeki mutluluğu gördüm ben. iyilik yapmanın verdiği mutluluk. faydalı olabilmenin verdiği haz. hiçbir karşılık beklemeden. sadece iyilik yapabilmek..

    o akşam içtiğim çorba da çay da, yediğim yemek de pasta da o kadar güzeldi ki be sözlük. hani derler ya anne eli değmiş gibi. annemin eli değmiş gibiydi. sanki annelik kurumunun bursa şubesiydi o teyze...

    beni ev telefonundan aramıştı davet için. o kadar hat o kadar telefon değiştirdim ama hep kayıtlı durdu o numara. teyze diye kaydetmiştim. evini unuturum belki ama bir gün bu numaradan ona ulaşırım,elini öperim,imkanım varsa yardım ederim diye.

    ve bugün uyandığımda telefondaki tüm numaraların silindiğini gördüm. telefonda hiçbir şey kalmamıştı. o saçma sapan mesaj bildirim sesleri bile silinmişti. her numaraya tekrar ulaşabilirdim ama..

    ~artık o teyzenin numarası yok. adını da bilmiyorum. evini de çıkartamam büyük ihtimal. zira ilk yıllarımdı bursada,bilemiyordum o kadar şehri.~

    çok sağol be teyze. ben 4 yıllık üniversite hayatımda senin yaptığın gibi bir iyiliğe rastlamadım. senin gibi birine de.. inşallah senin gibi insanların sayısı artar can ülkemde...
    ~
    o gün bugündür her bindiğim otobüste yaktığım o yağı anlatıyorum yüksek sesle, yine öyle bir teyze çıkar diye ama hala çıkmadı sözlük.~
    41 ...