pist başı yapan tayyare koşmaya başlar ve kısa sürede tırmanmaya geçer 3-4 bin metre civarındayken olaylar gelişir;
(belirti, tayyare b737-300er ve kanat bitiminde çıkış kapısı önünde oturmaktayızdır.)
s: ben
y: yolcu
k: kabin memuru
y: bakar mısınız?
k: buyrun efendim
y: içeriye egzos kokusu geliyor
s: (içses kendini gülmemek için tutar)
k: efendim öyle bir durum olsa fark ederiz
y: yok yok, bayaa egzos kokusu geliyor içeriye
k: yok efendim, şuan gayet normal seyirdeyiz
y: yok yok, fark edemezsiniz, gide gele alışmışsınız siz kokuya, burnum hassastır benim.
bu gidişata daha fazla dayanamayan ben olaya müdahale ederim.
s: beyfendi gayet normal uçuştayız rahat olun lütfen (gülmemek için halen zor tutuyorum kendimi)
y: sen kimsin be!(atar yapıyor muhabbetine taş koyduk diye)
s: beyfendi ben atatürk havalimanında çalışan biri olarak bahsettiğiniz yanık kerosen kokusuna gayet aşinayım. arkadaşlar fark etmese bile emin olun sizden evvel ben fark ederim. kaldı ki atmosferik basınç farkından dolayı normal bir yolcu olan sizin algılarınız değişmiş durumda. 10 dakika önceki koku algınızla şimdiki tutmayacağı gibi 10 dakika sonraki de bambaşka olacaktır. zaten orta mutfağın dibindeyiz, muhtemelen çöp kokusudur. illa da egzos kokusu diyorsanız, yolcunun birinin egzosundan gelen kokudur (burada diyaloğu duyanlar koyverir kendini) artık ona da yapacak birşey yok yolcunun terbiyesizliği.*
(içses- 600km/s ile tırmanıyoruz gökyüzüne, nefes aldığına dua edeceğine egsoz kokusu diyor habitus lan ne kokusu ya! hey allahım sabır)