sinema eleştirmenlerinden tam not alan dün gece izlediğim ve beğendiğim, şili sinemasından Sebastian Lelio filmi.
--spoiler--
filmdeki en mühim artı gloria 'nın özgürlükten beslenen tavrının ve tutkulu olan hayatının hem sosyalleşmeyi ziyadesiyle sağlaması hem de kendi ayakları üzerinde dimdik durmayı içselleştirmesi. yani bakıyorsun ilerleyen yaşına rağmen (58) gloria hayata karşı son derece pozitif. ve kendince kararlılığı oğlu ve kızıyla olan ilişkisine de yansıyor ve onları sık boğaz etmeden hayat devam ediyor hatta eski kocasıyla dahi hasret giderebiliyor bir aile toplantısında. gloria' nın hayattan keyif almasını bilen tavrında dans ve gece takıldığı barlar önemli bir yer tutuyor. hayatına bir süreliğine giren rodolfo ise aslında çokta kendisi için yaşamayan kendi özgürlüğünden çok eski eşi ve kızlarını dert edinmiş bir subay. ilk kare de kendisine yer olmadığını düşünüp alınganlık yapıp ortadan kaybolsa da ikincisinde ve nicesinde bu ortadan kaybolmalar aslında onun sağlıklı bir ilişkiden çok ailesiyle olan hesaplaşmalarını bitiremediğini bu tavrın içselleştirildiğini ve ilişkisinin önüne yerleştireceğini böylece kendince bir çaresizlik yaşadığının da resmi. gloria'nın rodolfo'yu onun tek hobisi gibi olan paintball silahla vurması aslında onun aile yaşantısına da kendince bir başkaldırı. silah aile yaşantısına çekiliyor ve bir müddet sonra gloria'ya ya özgü bilindik kahkahalar devreye giriyor. kendisini sıfırlıyor, çırılçıplak yatağa giriyor ev de görmek istemediği kedisini içeriye alıyor, gene bara gidiyor, başka birisiyle yakınlaşıyor, içtikçe içiyor ve kendi içsel derinlerindeki özgür kadını ortaya çıkardıkça mutlu oluyor. yani rodolfo defterini kapatıyor hem de mutluluğu hissederek.
--spoiler--
--spoiler--
gloria'yı oynayan Paulina Garcia 'nın zor rolün altından mükemmel kalktığını söylemek gerek. hele o finale denk gelen dans sahnesi özgürleşmenin ve kararlılığın önemine bindirilen yoğun bir ruh barındırıyor. mükemmel bir film olmasa da başrol oyuncusunun başarısına odaklı detaylarla zenginleştirilmiş belki de orta yaş üzeri bünyeleri daha da etkileyebilecek bir çalışma.
--spoiler--
10 üzerinden 7,5!
edit: şili deyince dışarıda bayrak kaldırmış öğrencilerin boykotunu ve isyanını görmekten keyif duyduğumu da es geçemem. o minimal sahne de sloganlar büyüdükçe büyüyordu.
bir diğer rivayet vari edit: istiklal caddesinde sinemadan çıkmış bir bayanın yüksek volüm / bağıra çağıra söylediği gloria'nın final sahnesini ve dansını içeren özgürlük kokan türküsüne meraklı bakışlardan gelen tepkiler ve ters ters bakışlardan sonra ''bundan sonra böyle vallahi, kimse karışmasın'' temalı yaklaşımının da cuk diye oturduğunu da es geçmeyelim.
(amiyane ifadeyle gaza gelmiş ama belki de hakkı var final sonrası)