işin sadece para kazanma kısmında olabilecek kişi. knorik bulyon demiş sistem tartışması yerine kısır döngü tartışmalardan medet umuyoruz diye. doğru da artık sistem tartışmasından çıkan bir netice olarak düzgün bir sistem yaratma kaygısı da doğru/iyi bir devlet düzeninin de varlığı da insana inandırıcı gelmiyor. sorun burada başlıyor. sistem tartışması da bir yerden sonra kabak tadı veriyor. yönetenler ve yönetilenler eşiğinden bakarsak yönetilenlerin sistem içinde söz sahibi olabilme şansı maalesef yok. geniş yığınlar ve halk tereddütsüz ezilen kesim... devlete, erke yakın olmak gücü ortaklaşa kullanmak maça kafadan 2-0 önde başlamak ve korunmak anlamına geliyor. (insanların yaşam şartları arasında uçurumların ortaya çıktığı/ vahşi bir sömürü düzeninin içselleştirildiği ortam da ne adalet olur ne de insana adam akıllı değer verilir.)
eğitim sisteminin rezilliği içinde bir sağa bir sola evrilip tutarsızlıkları görüp sistemin çarklısı oluvermek para kazanma uğruna olsa dahi hazımsızlık yaşatabilir insana. hukuk öğrencisi olmak ne için? kaybolan adaleti tekrar keşfe çıkmak için mi? cebine koyduğun ve biriktirdiğin hayal kırıklıkları dışında eline bir şey geçmez mi yoksa?
aklıma hande kuday 'ın cumartesi günü kotardığı mizahtan fazlasıyla beslenen yazısı geldi. artık bir şeyleri ciddiye alıp kafaya takma ve hatta kafayı bozma eşiğine son vermek mecbur oldu nitekim ülkenin hali içler acısı ve komik ötesi. ciddiyeti kaldırmıyor yaşananlar. neyse hande kuday'ın yazdığı o malum son paragraf: ''Memleketin yönetim biçimi Cumhuriyet'ten fıkraya evrilmiş, ben daha duruma uygun şaka mı kovalayacağım? Bende deniz bitti. Hukuk kariyerim için de çok umutlu değilim; zira memlekette hukuk biteyazarken hukuk bilmeyen kimse kalmadı. Geçen sene, Siz şimdi bütün kanunları ezbere biliyor musunuz? diye soran adam, şimdi bana HSYK yapısının değiştirilmesi teklifinin ayrıntılarını ve yasalaşması halinde yürütmeye verilecek sınırsız yetkinin boyutlarını anlatıyor. Bu gidişle zaten mahkemeler Bekir Bozdağ'ın evinde görülecek, tuvalete giderken yolumu kaybedip birkaç ayakkabı kutusuna denk gelmezsem artık bana oradan da ekmek çıkmaz. 30 yaşımda kariyer bunalımına girdim. Moda blogger'ı olmak için geç, apartman yöneticiliği için erken bir yaştayım. Şansımı sabah kuşağında denemek istiyorum. Müge Anlı'ya rakip olmak için saç, Gülben Ergen'e meydan okumak için de umre seyahati eksiğim var. Onun dışında kendime güveniyorum. Zaten Nagehan Alçı'nın 0.07'lik reytingi çıtayı bayağı düşürdü. Onun yolunda iyi kötü ilerlerim.
Sağlam irade, sağlamından iade olunca haber verin, ben tekrar hukuka dönerim; zira kalan enkazı toparlamak için çok yardım gerekecek...''
meryem koray 'da şöyle yazmış cuma günü: '' bense,kördüğüme benzetiyorum. Yalnız yaşanılan kaotik durum nedeniyle değil, bu sorunlar yumağının çözülüp çözülemeyeceği konusunda da bir kördüğüm içindeyiz. Yolsuzlukları ciddiye almamak, ya da paralel devlet içindeki çeteleşmeden kaygılanmamak mümkün değil. Ancak, bu iktidar kavgasının tarafları arasındaki ilişkiler öyle iç içe geçmiş durumda ki, yolsuzlukların nereye kadar uzandığı, kimleri kapsadığının şaibe olmaktan çıkarılıp gerçeğe dönüşmesi oldukça zor görünüyor. Ayrıca, bu gibi durumlarda çare arayacağımız hukuk ve yargı da şimdi hem şaibe altında hem sorun yaratan konumunda. Kimi davacı, kim davalı, kim savcı, kim yargıç karışmış durumda. Bunun da ötesinde, yaşanılanların bugünkü tarafları kapsayan yanları olduğu gibi onları aşan ve sisteme ulaşan yanları da var.''
görünen o ki kafa yordukça aslında benim için bu denli kafa yorma diyerek büyük bir hızla yaşanan ve peşimizi bırakmayanlar silsilesi... hukuksuzluk ve adaletsizliği bir yana bırakıp yazılan/ önümüze sunulan kördüğüm ' ün tadına bakmak lazım. sanki ardı arkası kesilmeyen ve heyecanlandıran bir dizi film gibi. neydi o ümit yaşar oğuzcan şiiri: