yapısalcılık

entry13 galeri
    9.
  1. 1960'larda başlamıştır. kökeni yapısal dil bilimdir. bizim anlamı nasıl anladığımız yalnızca edebi edebi esere değil, iletişime ve sosyal davranışlara da bağlıdır, der. tabii ki yapısalcılığı anlamamız için Ferdinand de Saussure babamızla içli dışlı olmamız gerekir.

    peki nasıl başlamış ve gelişim sağlamıştır bu yapısalcılık?

    der ki; rather than linguistics, the science of language was philology. Bu dil bilimci babamız Ferdinand de saussure'dan önce gelen abilerimiz, dünya dillerini araştırmış, analiz etmiş ve açıklamıştır. her dili ayrı ayrı artzamanlı olarak incelemişler. bunu yaparken de araştırmalarında neden-sonuç ilişkisini baz alarak çalışmışlar. Bu abilerimiz dilin dünya yapısının aynası olduğunu söylemişler. yani dil öyle kendi kendine oluşmamıştır. her kelimenin oluştuğu ortaya çıktığı bir nesne, konsept veya fikir vardır demişler.

    bir de dilin yapısı var. bu biraz karışık ama eğlenceli bir başlık.

    birimses: (phoneme) dildeki en küçük anlamlı ögeye sesbirim denir. her dilde birbirinden sesbirim sayısı açısından farklıdır.

    yazıbirim: (grapheme) bir sesbirimin yazılı halidir.

    sesteş: (allophone) bunun türkçe'de sesteş olup olmadığından şüpheliyim. ancak bir sesbirimin farklı seslendirilmesine allophone denmiş. yani /pin/ ve /spin/ kelimelerindeki /p/ seslerinin her iki kelimede farklı söylenmesidir allophone.

    fonoloji: (sesbilim-phonology) bir kelimenin nasıl şekillendiğini araştıran kısım.
    fonetik: (ses bilgisi-phonetics) seslerin nasıl oluştuğuyla ilgili çalışan kısım.
    morpheme: bu da gramatik veya sözlüksel anlamda kelimenin en küçük anlamlı parçası.

    read-er= ''read'' lexical olarak ''-er'' ise gramatik olarak düzenli bir şekilde ikiye ayrılması.

    bunlar böyle uzar gider. adamlar en ufak parçanın bilmem kaç farklı çeşidine varana kadar inceledikleri için bitmez bu konu. bu yüzden;

    geçelim dil yapısı ve sözlere, nam-ı diğer ''langue ve parole'.

    langue dediği dil yapısı işte, adı üstünde.
    parole da bireylerin konuşma ve yazma şekilleri.

    Saussure'ın ''kelime'' tanımı.

    dil artzamanlı ve eşzamanlı olarak araştırılmalıdır. saussure bir kelimenin tam anlamıyla bir nesneye eşit olduğunu söyleyen geleneksel inancı reddeder. yani bak şimdi, bir varlık olan ağacı düşün. ve kelime olarak ağacı düşün. o aklında canlanan ağaç ile, ''ağaç'' sözcüğünün en ufak bir benzerliği yok. adam bunu söylüyor. eğer aynı olsaydı zaten, o varlığa ingilizce'de tree, rusça'da derevo, yada almanca'da baum demezlerdi. bu yabancı dillerde gördüğün gibi aralarında hiç bir benzerlik yok. bahsedilen ve savunulan düşünce bu.

    daha claude levi strauss, roland barthes ve vladimir jakovlevich propp gibi isimler var. onlara da sonra devam edeceğim.

    ayrıca terimlerin türkçelerini yazınca çok saçma ve anlaşılmaz durmuş, ingilizce olduğu için o kadar da kafa karıştırmamak gerek.
    0 ...