demokrasi'nin doğduğu antik yunanda demokrasi, her zaman yüceltilen ve gıpta ile bakılan bir yönetim şekli olarak görülmüyordu. demokrasinin gibi güçlü muhalifleri de vardı. demokrasiye karşı olanlara göre ancak soylular, zenginler ve eğitimliler devleti iyi bir şekilde yönetebilirdi; devlet yönetimi cahil halk tabakasına ya da ayaktakımına bırakılamayacak kadar ciddi bir işti. Bu nedenle demokrasi karşıtı aydınlarda , demokratik yönetimin zamanla okhlokratia denen avam yönetimine dönüşerek dejenere olacağı endişesi vardı.
bu endişe çerçevesinde atina'nın en eski yasa koyucularından "solon" tarafından bir dizi önlemler alındı;
Solon, anayasada da yeni bir düzenleme yaparak yurttaşları soyluluk değil, fakat servetlerine göre dört sınıfa ayırdı.
Servet ölçüsü olarak yılda kaç kile /ölçek (medimnos) buğdaya ya da aynı değerde başka ürüne veya paraya sahip oldukları esas alındı. 1 medimnos, 38 kilogram veya 50 litre demekti. Bu dört sınıf ve servetleri şöyledir:
1. Pentakosiomedimnoi: 500 medimnoi ve üstü
2. Hippeis (Atlılar): 300-500 medimnoi
3. Zeugitai (küçük çiftçiler): 200-300 medimnoi
4. Thetes (fakir köylüler, toprağa bağlı köleler ve işçiler): 200 medimnoi altı
1. ve 2. sınıftaki yurttaşlar yüksek devlet memurluklarına (arkhonluk) ve Areopagosa (aristokratlar meclisi);
3. sınıf yurttaşlar ufak memurluklara ve Dörtyüzler Meclisine (Boule);
4. sınıf yurttaşlar ise Halk Meclisine (Ekklesia) ve Heliaiaya (bir tür halk mahkemesi) seçilebiliyorlardı.
Askerlik yalnızca ilk üç sınıfa verilmişti;
thetes askerlikten ve her türlü vergiden muaf tutulmuştu.
(kaynak açıköğretim tarih kitapları)
dönemin şartları düşünüldüğünde bulunan çözüm kulağa adil geliyor.