1975 yapımı, eğlenceli olmasının yanında insanı yer yer hüzünlendiren, hayat mücadelesininin komediyle karıştırılarak verildiği harika bir tarık akan ve necla nazır filmi.
dolandırıcı olan bu iki gencimiz beraber iş yapmak için çıktıkları izmir yolculuğunda birbirlerine aşık olurlar. sonrasında fakirlik durumu işleri biraz bozmaktadır ve olaylar gelişir.
tarık akanın, hayatın tek başınayken güzel olduğunu, ama birine aşıkken ona iyi bir hayat sunmanın tam bir sorumluluk ve eğer zengin değilse üzüntü verici bir erkek psikolojisi olduğunu anlatan bir cümlesi vardır filmde.
bunların yanında sürekli bozulan sarı araba, devamlı elma yiyen necla nazır ve dolandırıcılık üzerine kurdukları izmir yolculuğunda geçen komik olaylar filmin güzel yanları tabisi.
filmi izledikten sonra iç çekilen yerler sadece kahramanlarımızın durumları değil tabiki. mesela gökyüzünün artık bu filmdeki kadar mavi olmadığı gerçeği.günümüzdeki kirlilikten midir nedir bilmem.ama gökyüzü bu yeşilçam filmlerindeki gibi mavi değil gibi geliyor bana sanki. ayrıca esas kızımız gibi kızların pek kalmaması, aynı şekilde kafasına saksı yiyince bile ortalığı yıkmak yerine olgun davranan erkek modelininde yok olmuş olması bu sebeplerden bazıları.
yine, bira içmenin siyasi bi olay olmaması o zamanlar. yada efsane izmirin efsane sahil mekanlarının da artık mevcut olmaması insana iç çektiren detaylarıdır bu filmin.
tam bir başyapıt olup eğlenceli ve komiktir. ne zaman tv de denk gelinse değiştirmeye kıyamadığım filmlerden.