hayal kuran insanlar için geçerli olan bir yargıdır bu. çoğu insan da hayal kurar zaten. tamamına yakını maddiyat menşeili kurgular olsa da, maneviyat üzerine kutsal düşler de yok değildir.
her geçen günün farklı ve yeni öğretileriyle oluşan yaşanmışlık hissiyatı sayesinde, bazı düşlerin olabilirliğini mercek altına alırız. yüksek kalite bu düşler, günden güne yaşanmışlığın ve deneyimlerin verdiği etkiyle erir veya sönerler. sonucunda kalan ise bomboş bir yol, ve beklentisiz bir ufuk çizgisidir.
çıkarılacak anlam ise çok basittir. günün gerekliliği olan maddiyatı ikinci plana atarak maneviyat takılmaktır. çünkü "kutsal" kelimesinin günden güne eridiği bir dünyada yaşayan bireyler olarak, talebin az olduğu "gerçeği" isteyip onu almak daima mutlu edecektir.