Biz Türkler açısından son derece gurur verici ve şu an bu yurtta yaşayabilmemizi sağlayan olaylar silsilesinin en önemli ayaklarından biri olsa da sonuçları Müslümanlar için faydadan çok zarar getirmiştir.
Nasıl mı? Fetih öncesinde, Avrupa uygarlığı, uygarlıktan çok uzak, veba salgınlarından kırılıp geçen, yollarında lağımların aktığı, insanların yaş ortalamasının 35'i bile bulmadığı, uç noktalarda yoksulluğun yaşlı kıtayı kasıp kavurduğu, feodalizmin bir türlü tam anlamıyla yok edilemediği bir dönem yaşıyordu, bunu hepimiz biliyoruz. Kıtaya o zamanların değerli ticari mallarının giriş kapılarından en önemmlilerinden biri istanbul'du.
1453'teki fetih üzerine, Bizans'ın yıkılması, Avrupa'nın uzakdoğu mallarından -ki o zamanlar Uzakdoğu, çok ileri bir medeniyet olarak kabul ediliyordu- mahrum kalması, ticari gelirlerini kaybetmesi anlamına geliyordu ki Müslümanlığı tüm dünyaya yayma misyonu edinmiş ve hızla büyüyen güçlü bir imparatorluğun bu ticaretin (en azından Avrupa'yı zengin edecek şekilde) devam etmesine izin vermesi beklenemezdi.
avrupalılar köşeye sıkışmıştı. Bir şeyler yapmaları gerekiyordu, nitekim yaptılar.
istanbul'un fethinin ardından gerçekleşen çok önemli üç olay var:
1. Ümit Burnu'nun keşfi: Hindistan'a yeni bir ticaret yolu açılmasını sağladı. Böylece Avrupalılar, Müslümanlara kaptırdıkları ticaret yollarına tekrar kavuştular; ipek yolu ve dolayısıyla istanbul birden önemsizleşiverdi.
2. Kristof Kolomb'un Amerika'yı keşfi: Bu sayede Avrupalılar, yıllardır görmedikleri zenginliklere kavuştular. Ayrıca yerlilerin kendilerine gösterdikleri dostluğa barbarlıkla karşılık verip bu zenginlikleri kendi lehlerine talan etmeyi başardılar.
3. Aztek uygarlığının yıkılması: Hernan Cortas adında sıradan fakat yakışıklı ve kurnaz bir denizci tarafından beş yüz kişilik bir grup Aztek hükümdarını esir alır. Sonrasında Aztek imparatorluğu kaynamaya başladı. Ama asıl darbeyi vuran, Avrupalıların getirdiği çiçek hastalığıydı. Milyonlarca Aztekli bu hastalıktan kırıldı geçti. Hernan Cortas, ilk seferde çok zengin Aztek imparatorluğunun külçe külçe altınlarını Avrupa'ya taşıdı. Sonrasında geri döndüğünde karşısında bir imparatorluk değil, adeta mezarlık buldu. istediği olmuş, 25 milyonluk uygarlık yıkılmıştı. Altınlar ve diğer zenginlikler Avrupalıların emrine amadeydi.
işte bu üç olay sonrasında, yeni kıtaların zenginlikleri hep Avrupa'ya taşındı; yeni ticaret yolları Osmanlı'nın beklediği maddi gelirlerden mahrum kalmasına, Avrupalının ise kendini daha da zenginleştirmesine yaradı. Ayrıca denizcilik, savaş gibi alanlarda çok ilerleyen Avrupalılar, sömürgeleşmeye geçerek neredeyse beş yüz yıl boyunca dünyanın kanını emecekleri bir talan sistemi kurdular.
Bütün bu olaylar, ilk önce fakir avrupalının zenginleşmesine, bunun neticesinde rönesans'ı yaşamasına, rönesans'ın politik etkileriyle demokrasiye geçişine ve en nihayetinde sanayi devrimini yapmasına kadar uzanan bir dizi çok önemli olaya yol açtı. ilginçtir, fetih sonrasında Avrupa koşar adım ilerlemeye başlarken Müslüman dünyası önce durakladı, sonra da Avrupa'nın tsunami gibi gelen ilerlemeleri karşısında dayanamayıp geri çekilişe ve gerilemeye başladı.
islam dünyası, 1453'ü kutlarken bir de bu açıdan bakmalı ve nerelerde hata yaptığını daha iyi görmeli. Biz Türkler "istanbul" alındığı için mutluyuz, ama islam dünyası için aslında pek de hayırlı sonuçlar vermediği kesin.